Dolar $
32.5
%-0.14 -0.04
Euro €
34.87
%0.16 0.05
Sterlin £
40.79
%0.31 0.12
Çeyrek Altın
3988.36
%0.77 30.12
SON DAKİKA
Son Yazıları

İkna edicilikte sınır tanımıyor!

05 Tem 2019

Türk Lirası (TL) uluslararası piyasalarda beklemediği bir ilgi ile karşılaşıyor. İlginin nasıl değerlendirileceğini, ülke yararına nasıl tahvil edileceğini henüz bilemesem de neticede TL'ye ve varlıklarına yönelik sermaye ve yatırım akınının başladığı ve söz konusu ilginin içeriden veya dışarıdan herhangi bir şok gelmediği sürece uzun süre devam edeceği kanaatindeyim. Delilleriyle izah etmeye çalışayım…

Önce Merkez Bankası’nın (TCMB) her perşembe günü yayınlanan önceki haftaya dair küçük notlarından başlayayım... G20 toplantılarından önceki haftanın verilerine baktığımda iyimserliğin öncü göstergeleri kendini göstermiş, “Geliyorum” demiş bile.

Peki neymiş bu TL varlıklarına yönelik öncü göstergeler?.. Sıralayayım… Yabancılar 28 Haziran haftasında 11 milyon dolarlık iç borçlanma senetlerine ait menkul kıymet satmış… 29,4 milyon dolarlık hisse senedi satın almış.

Tamam satmış, almış da ne olmuş…

Anlatayım… Her şeyden evvel milyon dolarlık alımlar bile milyar dolarların habercisi… Yabancıların 28,5 milyar lira olan hisse senedi stoku, 29,2 milyar dolara yükselmiş. Devamla DİBS stoku da 14,3 milyar dolardan 14,6 milyar dolara çıkmış. Piyasaların bulanık ve jeopolitik risklerin zirve yaptığı sırada yani bir önceki haftada yabancılar 784 milyon dolarlık hisse senedi, iç borçlanma senetlerinde ise 313 milyon dolar tutarında satıcı olmuşlar.

***

Şimdi bu alım satımların bir de G20 toplantılarından sonraki haftanın verileri var… O da haftaya yani 11 Temmuz Perşembe günü belli olacak. O tarihte TL’ye olan uluslararası güveni daha doğrusu TL’ye yatırıma yönelik cazibeyi görmüş olacağız.

Temmuz ayı enflasyonunun bir iki puan yüksek gelme ihtimaline karşılık Merkez Bankası’nın (TCMB) en az 100 baz puan faiz indireceğine artık herkes inanıyor. Bu kanaat yalnız yerlilerde değil yabancılarda da iyice yer etti. ABD yatırım bankası JP Morgan da son raporunda, “Türkiye’de Haziran enflasyonun fiyat dinamiklerinde iyileşmeyi göstermesi açısından ikna edici” ifadeleri konuyu izah etmeye yetiyor.

Tabiî bu cazibenin burada kalmayacağını umuyorum… Dün 4 Temmuz Bağımsızlık Günü sebebiyle ABD piyasaları tatildeydi. ABD’li guvernörler büyük bir ihtimalle tatil boyunca faiz indirimini tartışıp durdular… ABD Merkez Bankası’nın (FED) Temmuz ayı toplantısında çeyrek puan da olsa faiz indireceği yavaş yavaş netleşirken küresel piyasalar söz konusu gelişmeye hazırlık yapıyor.

Geçen haftalarda faiz indirimi gündeme geldikten sonra ABD borsalarında rekorlar arka arkaya gelmişti. 4 Temmuz öncesinde S&P500 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,8 oranında değer kazanırken, Dow Jones endeksi yüzde 0,7 artış ile rekor seviyelere yükselmişti.

Burası ABD tarafı…

***

Bir de bunun uluslararası piyasaları ve iş dünyamızı ilgilendiren yanı var…

Haftanın son gününde TL’nin döviz karşısında biraz daha kuvvetleneceğini ve kâr satışları bittiğinde borsadaki yabancı alımlarının hızlanacağını muhtemelen göreceğiz.

Yabancının borsaya ve iç borçlanma senetlerine ilgisini bir kenara koyalım…

Asıl konu dövizin iş dünyasının istediği noktaya doğru gerilemesi. Neticede döviz fazlası olanlar kadar dövizde açık pozisyonu yüksek büyük şirketlerimiz var.  Çünkü ciddi bir döviz borcu olan iş dünyası dövizin düşmesiyle bilançolarını daha rahat kapatabileceklerini görüyorlar.  

Evet, 2019 yılının ikinci çeyrek bilanço dönemi kapanırken bilançolarda kullanılacak değerleme kurları da belli oldu. İş dünyasının bilanço mutluluğunu böylece görmüş olduk. Doların yüzde 7, euronun yüzde 4,8 ve Japon Yeni’nin 6,6 değer kazandığı bu yılın ilk çeyrek döneminden sonra, yılın ikinci çeyreğinde dolar yüzde 2,3, euro yüzde 3,7 ve Japon Yeni yüzde 5,2 değer kazandı ve dövizdeki artış hızı yaklaşık yarı yarıya düştü.

TL varlıklarına ilgi devam ederse döviz fiyatlarındaki gerileme daha aşağıya gelecek. Dolayısıyla bu durum şirketlerin ikinci yarıyıl bilançolarını oldukça rahatlatıyor. Ayrıca ikinci çeyrekte kurlardaki yükselişin sınırlı ve ilk çeyreğe göre bilançolarda, gelir tablosunda kur etkisini azaltacak olması dövizdeki gevşemeyle birlikte sadece para ve sermaye piyasalarına değil, finans ve reel sektöre de ciddi destek sağlayacağı gözleniyor.

Bugünlerde TL’nin cazibesi oldukça fazla, fakat ikna edici tarafı ise daha baskın!

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları