Birincisi; Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırına bitişik 20 mil veya 30-40 mil derinliğindeki Suriyelilerin can güvenliğini sağlamak için oluşturulacak “güvenli bölge”…

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, birinci bölge ile ilgili ABD’li temsilcilerle görüşmelerini sürdürüyor. Çavuşoğlu, özellikle güvenli bölgeden PKK’nın diğer kolu YPG’nin tamamen çıkarılması konusunda ABD Başkanı Donald Trump’ın sözü olduğu üzerinde diretiyor.

Görünen o ki, Suriye’de oluşturulacak güvenli bölge için daha çok müzakere yapılacak. Çünkü henüz detaylandırılmamış oldukça fazla belirsiz konu var. Belirsizlik bölgenin Suriye içindeki derinliği hakkında. İlk görüşmelerde ABD 9 milde diretti. Ancak Türkiye’nin baskın gücü karşısında geriledi. Derinlik konusu şimdi 20, 30 hatta 40 mil civarında Türk ve ABD yetkililerce müzakere ediliyor.

***

Türkiye bir oyalama taktiğine kanacak değil. Çünkü aynı olayı Münbiç’te deneyen ABD’ye bu defa pabuç bırakmak istenmiyor.

Konuyu bir de Milli Savunma Bakanlığı cephesinden dillendirdiğimizde asker de güvenli bölgenin daha güvenli olması yolunda kılı kırk yarıyor. Bilhassa Milli Savunma, 20 milden yani yaklaşık 32 kilometre derinlikten taviz verme eğiliminde değil.

Suriye’de “güvenli bölge” kurulacak mı? Hiç şüphesiz!

Hem de ABD’nin, Pentagon’un istediği gibi değil Türkiye’nin planları dahilinde Suriye’nin kuzeyinde “güvenli bölge” oluşturulacak…

Yani jeopolitik olarak Türkiye, kuzeyini sağlama alacak… Kuzey Irak’ta kontrolü sağlayacak… Ve yıllardan bu yana bitirilemeyen PKK gailesi Irak dağlarında, Suriye çöllerinde sona erdirilecek.

***

İkinci “güvenli bölge”yi merak ediyorsunuz, herhalde!

Hemen açıklayayım…

İkinci “güvenli bölge”… Türk Lirası (TL) varlıkları…

Bu yılın 27 ve 28 Mart günlerinde Londra swap piyasasında yapılan başarılı operasyonlardan bu yana TL güçlendikçe güçleniyor.

TL’ye projeksiyon yapıp o kadar güzel bir yol haritası hazırlamışlar ki ayakta alkışlamamak elde değil…

Zamanın Merkez Bankası guvernörlerini buradan tebrik ediyorum... Sadece kısa vadedeki kötü beklentileri değil, orta ve uzun vadedeki belirsizlik oluşturan beklentileri dahi boşa çıkardılar…

Bu yılın Mart ayının sonundan bugüne kadar daralmaya yönelen küresel ekonomi projeksiyonunda gerçekleştirilen operasyonlarla TL ve TL varlıkları “güvenli liman” haline gelmeye başladı.

***

Global resesyon endişeleriyle güvenli liman arayan ve altına yönelen yatırımcının, terazisinin diğer kefesinde artık TL var. Evet, Türk Lirası varlıkları küresel yatırımcının bugün en çok tercih ettiği yatırım enstrümanı olarak karşımıza çıkıyor.

Bunu anlamak için, tüm olumsuzluklara karşı TL’nin aylardır dolar ve euro karşısındaki güçlülüğüne bakmamız bile yeterli.

Bu ne demek! Krizlerin yatırım aracı, “güvenli liman” olarak bilinen altın, büyük fonların yatırım kapsamına girdiği gibi, TL varlıkları da artık global yatırımcının portföyü arasında giderek ağırlığını artırıyor…

Söylemek istediğim şu…

Türk Lirası bugün altın gibi küresel yatırımcının “güvenli bölgesi” haline geldi.

Artık buna uluslararası yatırımcılar da kanaat getirmiş durumda ve her oturumda TL’den bahsediyorlar.

Küresel bankalar ve analistler, dünyaya yatırım tavsiyeleri verirken “Elinizdeki Türk Lirası varlıklarını asla satmayın… Hatta alın!” diyerek TL’nin güçlülüğünü ve yüksek kazancını koruduğu yolunda müşteri notları yayımlıyorlar.

Söz konusu bankaların içinde CitiGroup var… Merrill Lync var… Deutsche Bank ve Societe Generale var… Daha sayayım mı bilmiyorum…

JP Morgan bile cazibesi yüksek Türk Lirası varlıklarına gözünü dikmiş…

Evet ikinci “güvenli bölge”miz TL… Türk Lirası varlıkları…

Daha ne diyeyim!