Dolar $
32.59
%0.24 0.07
Euro €
34.74
%0.27 0.09
Sterlin £
40.33
%0.44 0.17
Çeyrek Altın
3922.66
%-1.09 -42.69
SON DAKİKA

Gizemli virüsler

Hiç düşündünüz mü, virüslerin uzaydan gelebileceğini. Yani onlara aramızdaki uzaylılar diyebilir miyiz? Bence onlar sadece sadece salgın hastalıklara neden olmazlar. Dünyayı da şekillendiriyorlar.

Virüsler dünyayı nasıl şekillendiriyor merak ettim. Bu uçuk fikrimi destekleyen araştırmalar var mı daldım kitaplara. İlk akla gelen yaşadığımız dünya üzerinde olan salgın hastalıklar ve insanların sapır sapır dökülmesi sonucunda değişen sistemler. Yaşam tarzları ve Ekonomi. 

İnsanlar kendilerini dünyanın zirve avcıları olarak düşünüyor . Kılıç dişli kaplanların sessizliğinin, Yeni Zelanda'da moa'ların yokluğunun ve nesli tükenmekte olan megafauna'nın (Zoolojide megafauna büyük ya da dev hayvanlar için kullanılan bir terim.) uzun listesinin nedeni budur.  Ancak sars - c o v -2, insanların nasıl av olabileceklerini gösteriyor. Virüsler, Covid-19'dan hıv / aids’e ve 1918-20'deki grip salgınına kadar, birinci dünya savaşından çok daha fazla insanı öldüren modern salgınlara neden oldu. Bundan önce, Amerika kıtasının Avrupalılar tarafından sömürgeleştirilmesi için yapılan çalışmalar sırasında, işgalciler tarafından istemeden getirilen çiçek hastalığı, kızamık ve grip salgınları orijinal yerlilerin çoğunu yok etti.

Yani anlayacağınız , Virüslerin Dünyadaki canlıların yaşamları üzerindeki etkisi, çok korkutucu. Virüslerle ilgili çalışmalar, garip bir patojen alt kümesi gibi görülüp araştırılıyor. Yapılan son araştırmalar onları hem bencil, hem de başka türlü genlerin stratejilerinin merkezine yerleştiriyor.

Sadece Kovid 19 dan söz etmiyorum. En basitinden hastane mikrobu denilen bir virüs dahi salgının parçası. “Stelotof Aureus” denilen bu mikrop mutasyona uğrasa ve çaresi bulunamazsa, alın size yeni bir salgın. 

Dünya ne olacağını bilmediğimiz bir hale geldi. Bir gün bir yereden bir virüs gelecek tekrar evlere bizi hapsedecekler. Bunun için önceden plan yapmalıyız. Senaryolar hazırlamalı kurallar kurmalıyız. Yani zeki insanların ülkesi olmalıyız. Kısaca dünyada bu tip saldırılara hazırlıklı olmalı ve nasıl savaşacağımızı bilmeliyiz. 

“Balon Sosyolojisi” ve “Dijital aşk”. Virüs üzerinden kendi plan ve projeleri için çalışanlar var. Demokrasinin bir üst modeli ulus devletciliği öldürecek. Nakit parayı cepten dijitale doğru yollayınca özgürlük kalmayacak. 

Evrensel Temel Gelir. Tüm dünyada 2021 de ortaya çıkacak. Sistem değişikliği şu sırayla olacak. İlk önce nasıl olacağı belleklere kazınalacak. Daha sonra Moralsizleştirme ardından istikrarsızlaştırma sonuç olarak kriz oluşturma ve gelsin yeni normalleşme. 

Yapay Zeka Çağı’na girerken gelecekte artacak işsizliğe nasıl çözüm bulacağız? Soru bu aslında. Bu soruya Silikon Vadisi’ndeki çoğu girişimcinin cevabı: evrensel temel gelir.

Bu başlık kapsamı konusunda tartışmalar devam etse de genel tanımı gelirinin ne olduğuna bakılmaksızın devletin herkese belli bir miktar para vermesi. İlk aşamada kulağa gerçekleştirilemeyecek bir hayal gibi geliyor ama araştırmalara bakılırsa uygulanması imkansız değil. Peki girişimciler bu konuyu neden destekliyor? Gelecekte yapay zekanın yol açacağı işsizlik sorunu için bir çözüm olabilir mi?

Eşitsizlik şu an arttığı gibi artmaya devam ederse nefret suçları önlenemeyecek bir boyuta ulaşabilir. İnsanların güvende olmadığı bir dünyada da ekonomik sürdürülebilirlik pek mümkün görülmüyor.

Georgetown Üniversitesi’nden Doçent ve evrensel temel gelir savunucusu Widerquist, ‘İnsanları işe gitmeleri için evsizlik ve yoksullukla tehdit etmeye gerek yok. Gelirin sıfırdan başlamadığı bir kapitalizm gerekli’ diyor.  

Gizemli virüslerden nereye geldik. Uzaylı mı bu vürüsler dedik sonra onların yüzünden evde kaldık, ekonomi darbe yedi dünyada dedik. Sonunda insanların yaşaması için belirli bir para verip Yapay Zeka Çağı’na girerken gelecekte artacak işsizliğe nasıl çözüm bulacağız diye ertlendik. Hayat böyle sürüp gidiyor. Önümüzdeki yıl İklim konusunda ortalık karışacak, bir de işsizlik derken dünyanın nimetleri yaşayan kişi sayısına yetmiyor diyerek bir ayrışma olacak. Bunları falcı gibi yazıyorum ama yapılan çalışmalar ve araştırmalar okuyunca düşüncelerim böyle oluyor. Hep yazdığım gibi Birleşmiş Milletler bünyesinde olup da devlet olmayan örgütler bu tip senaryoları bize dikte ediyor, mutsuz toplum oluşturuyor sonra da kötüye alıştırıyorlar. Köyümüzde tarlamızda sevdiklerimizle hayvanlarımızla yaşamak varken neyimize bu konular da diyebiliriz ama Dünya bizim. Hayat bizim hayatımız. Kalın sağlıklıca.