Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

Gelecek için üç sihirli anahtar!

18 Eyl 2020

Kapitalizmin yumuşak yüzü liberalizm duvara tosladıkça küresel ekonomide belirsizlikler bitmeyecek. Belirsizliğin kaynağı materyalizme dayalı iktisadi yaklaşımların bir bir çöpe atılmasından başka bir şey değil. İki asra yakın ekonomileri esareti altına alan bu sistem, hâkimiyetini yenilemek ve perçinlemek için son oyunlarını oynuyor.

Maamafih küresel ekonomi bugün bir model arayışında, geçiş dönemi yaşıyor. Malûm dönemin süresi, yeni modelin global kapsamda kabul edilip edilmemesine bağlı.

Küresel salgın veya buna benzer olumsuzlukların artması, jeopolitik gerginlikler ve hatta sıcak çatışmalar yeni iktisadî süreci, hayata hızla dâhil edebilir. Yalnız söz konusu sürecin bir kaos ortamından sonra hangi yöne evrileceğini kestirmek biraz zor.

***

Onun için bugünden tedbir almakta fayda var.

Burada üç sihirli anahtar dikkat çekiyor… İktisat yani tasarruf… Kaynakları büyütüp bütünleyebilme… Borçluluğu azaltma veya tamamen ortadan kaldırma…

Kaynakları genişleterek yerli yerinde, istikbale yönelik kullanabilenler ve borçlulukta sorun yaşamayanlar bahsedilen fırtınalı süreci kolay atlatabilecek.

Zira ellerinde hâkimiyeti bulundurulanların derdi artık paraya dayalı güç değil, vasıtasız mutlak güç. Giderek daralan sınırlı kaynakları inhisarları altına almak istiyorlar... Ülkelerin fiziki ve sosyal sınırlarını dâhi tanımak derdinde değiller… Dünyayı “tekel” yapma peşindeler.

Erişilmek istenen vicdanı olmayan teknoloji destekli bir hedef… Hem fıtrata, hem tarih ve medeniyete uzak bir yaklaşım… Böyle bir modelin hâkimiyetinde, insanlığın hâlini ve istikbalini düşünmek bile imkânsız! Bu “vahşi kapitalizm”in ötesinde bir şey! İnsanlık malûm süreçte bugün içine düştüğü belirsizlik ortamını dahi arar hâle gelebilir.

***

Savımızı biraz güçlendirelim ve belirsizlik ortamından sonra zuhur edecek kaos sürecine bir projeksiyon yapalım…

Moody’s, Standard&Poor’s ve Fitch Rating gibi reyting kuruluşları eliyle kendi menfaatleri doğrultusunda küresel ekonomiye yön vermeye çalışanlar, ihtirasları sebebiyle artık kendi ekonomilerini bile yeme durumundalar.

Ekonomilere para politikalarıyla ayar çekenler; batıda FED, ECB ve BOE’nin, doğuda PBoC, BOJ ve BOI’in hallerine bakın… Resesyon çadırından kurtulamadıkları gibi tüm dünya ekonomisini de daralmaya itmiş vaziyetteler. Söz konusu çevrelerin artık piyasa araçları sorgulanıyor ve nihayette insanlığın faydasına olmadığı görülüyor.

İddia ediyorum ki,  Moody’s, S&P, Fitch ve aynı mantıkla hareket eden reyting kuruluşları küresel ekonominin belâlarıdır. Uluslararası ticaretin en büyük engelleyicileri bunlar! Ekonomilerde en sert korumacılığın önünü bunlar açıyor… Küresel merkez bankaları da işbirliği içinde bunlara çanak tutuyor… Ratinci’ler merkez’cilerle beraber, pandemide küresel ticareti açmak yerine not ve finans baskısıyla ülkelerin nefeslerini kesiyorlar.

***

Buraya kadar tamam…

Dolayısıyla “Bundan sonra ne olacak?.. Kısa, orta ve uzun vadede küresel ekonomiyi neler bekliyor?” şeklindeki bir soruya verilebilecek cevap aslında geleceğe ayna olacak.

Giderek tabakası kalınlaşan jeopolitik riskler dünyayı en fazla meşgul eden gündemler içinde. Askeri hareketlenmeler, dozu artan silahlanma, darbe girişimleri, terör, ekonomik baskılar, ticari ve kültürel saldırılar en fazla göze çarpanlar arasında.

Jeopolitik riskler artarken dünyada finansal hâkimiyeti bir üst perdeye taşıma gayretleri de hızlıca devam ediyor. Öncelikle bölgesel güçler ve bu bölgelerin merkezleri finansal atak ve saldırı altında. En çarpıcı örneği Türkiye…

***

Tiyatroda son perde nasıl olacak, anlatalım…

Saydığım küresel merkez bankaları ve finansal uçlar öncelikle aralarında ittifak kurmaya uğraşacaklar. Çember dışında kalanı yok edecekler. Bugün birçok ekonominin dolarizasyonla ihata edildiği gibi farklı piyasa yöntemleriyle mengeneler daha sıkılacak ve ülkeler darboğaza itilecek.

Yüksek borçta yakalananların böyle fırtınalı dönemi atlatması oldukça güç. Kaos dönemi bir bakıma devletlerin daha fazla borçlandırıldığı bir süreci kapsayacak. Önce şirketler, işletmeler iflas veya konkordato durumuna getirilecek… Bir sonraki safha ise devletlerin moratoryumu… Yani devletlerin ödeme süresi gelmiş borçlarını ertelemesi…

Kaos döneminin son perdesi ise; malûm güçlerin ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına el koyması.

İşte “Bu tiyatroda biz nerede olacağız?” orası önemli!

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları