Dolar $
32.5
%0.35 0.11
Euro €
34.76
%0.55 0.19
Sterlin £
40.64
%0.34 0.14
Çeyrek Altın
4073.72
%0.45 18.21
SON DAKİKA
Son Yazıları

Fiyat artışları enflasyonun sadece bir sonucu!

05 Kas 2019

Ekonominin arz-talip ilişkisi olduğunu, ekonominin temel dinamiklerinden olan enflasyonun üretim açığı kaynaklı olduğunu öncelikle belirteyim. Bugün enflasyonun ne menem bir şey olduğunu anlatmaya çalışacağım…

Arz ve talep arasında açık oluşuyorsa bunun adı enflasyondur. Bir başka ifadeyle; piyasada bulunan para miktarıyla, malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı arasındaki açığın büyümesi enflasyon olarak bilinir.

Talep arzdan fazla olursa, enflasyon yükselir… Arz talepten fazla olursa enflasyon düşer… Yani bu defa deflasyondan bahsetmiş oluruz. Yüksek enflasyondan düşük enflasyona geçiş sürecine ise dezenflasyon denir.

Üretim; talebi karşılayamadığında talep enflasyonunu, üretimdeki girdi fiyatlarının artması maliyet enflasyonunu ortaya çıkarır. Aynı zamanda ülkeye karşılığı olmayan döviz ve altın girişi de para arzını bozarak enflasyon yapabilir. Tedavüldeki paranın azalması da bir enflasyon sebebi…

Burası iyi bilinmeli ve karıştırılmamalı…

Genel hatlarıyla enflasyon, sonuca bakılarak tüketici ve üretici fiyatlarındaki hareketlerle tespit edilir ama asla fiyat artışları yani hayat pahalılığı enflasyon değil, enflasyonun sadece neticesidir.

Enflasyonun fiyat artışından başka o kadar fazla sonuçları vardır ki, say say bitmez…

Enflasyon üreticinin kârını, tüketicinin ihtiyaçlarını karşılayamamasına neden olur. Üretim cazibesi kaybolur. Parası olan nakitte kalmak için yerli parayı değil altın, döviz ve emlak alımını tercih eder.

Netice itibariyle enflasyonun artmasıyla birlikte paranın değeri ve alım gücünün gerilemesi, para birimine olan güvenin de azalması anlamına geleceğinden dövize ya da altına yapılan yatırımlar kaçınılmaz olarak artar. Buna bağlı olarak altın ve döviz fiyatlarında büyük artışlar meydana gelir.

Diğer yandan enflasyonun sonucu olarak fiyatlardaki dengesizlik, talep azlığı ve ekonomik durgunluğa bağlı olarak para ve üretim piyasalarında dalgalanmalar, ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkiler. Enflasyonun yükselişi de faizlerin artmasında birinci derecede rol oynar.

Üretim olmayınca, harcama olmaz. Bütçe gelirleri düşer. Devlet dış borçlanmaya ağırlık verir. Çalışanların maaşları enflasyon karşısında erir. Halkın refah seviyesi giderek düşer. Gelir dağılımı bozulur. Sosyal adaletten uzaklaşılır. Huzursuz ve sağlıksız bir toplum ortaya çıkar.

Maamafih, enflasyonla mücadele etmenin en kestirme yolu, talebi karşılayacak sağlıklı bir üretim... Sağlıklı üretim ise; yapısal sorunlarını çözmüş, halkı, firmaları ve kurumlarıyla el ele vermiş bir ülkede gerçekleştirilebilir.

Enflasyonla mücadelenin en başlıca yolu Merkez Bankası’na geniş salahiyet vermekten geçer…

Evet, enflasyon trendi en fazla Merkez Bankası’nı ilgilendirir. Çünkü enflasyonun sonucu olan fiyat hareketlerini düzenlemek ve fiyat istikrarını sağlamak bankanın temel görevi. Yani Merkez Bankası’nın arz ve talep dengesini sağlayacak politikalar oluşturması olmazsa olmaz vazifesi…  Faiz; Merkez Bankası para politikalarında fiyat istikrarı oluşturmada en önemli enstrüman. Faiz; arz ve talepten doğan enflasyonun ayar çubuğu desek yanlış söylemiş olmayız.

Merkez Bankası enflasyon ile faiz oranı arasındaki makas olan “reel faizi” baz alarak para politikalarını belirler ve dolaşımdaki paraya bir disiplin getirir.

Enflasyon öncelikle üretim, istihdam, vergi, cari denge, faiz, döviz ve yerli para hareketlerinin yanında birçok makro ekonomik dataların yönetilmesinde olması istenmeyen önemli bir fonksiyon ve kuvvetli bir çark… Bu fonksiyonu ve bu çarkı da Merkez Bankası çevirir.

Tekrar ediyorum, fiyat art;ışları başlı başına enflasyon değil, enflasyonun sadece bir sonucu ve enflasyonun şiddetini tam anlamıyla yansıtmayan bir ölçme birimi…

Onu da tüketici ve üretici fiyatlarıyla takip etmeye çalışıyoruz, o kadar!

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları