Finans piyasalarında neler oluyor?
Cuma günü herkes "Piyasalarda neler oluyor?" sorusunun cevabını aradı. Herkesin kendince yorumu vardı ancak net bir cevabı yoktu. Net bir cevap bulabilmek için gelişen olayları sıralamak gerektiğini belirteyim.
Eğer finans
piyasalarındaki agresif hareketliliği, tek bir nedene bağlamaya çalışırsanız
hatalı bir sonuç çıkarabilirsiniz.
Geride bıraktığımız
haftada yurt içi piyasalarda yaşanan agresif yükselişlerin nedenini “İçsel” ve
“Dışsal” nedenler olarak ikiye ayırmak gerek.
1- Dışsal Nedenler
Dışsal nedenleri şu başlıklar
altında toplayabiliriz:
-Amerika Merkez
Bankası’nın (Fed) faiz politikası
- Brexit süreci
belirsizliği
- Jeopolitik riskler
- Küresel ekonomilere dair
büyüme endişeleri
- Ticaret Savaşları
Amerika Merkez Bankası’nın
(Fed), Çarşamba günü sona eren iki günlük para politikası toplantısının
ardından yapılan açıklamaya göre banka faiz oranlarında değişikliğe gitmedi.
Buna göre federal fonlama
faizi yüzde 2.25 – 2.50 aralığında kaldı. ABD'li politika yapıcılar Ocak
toplantısının ardından gelecek faiz artırımlarına ilişkin sabırlı olmayı
taahhüt etmişti. Rezerv fazlası faizi yüzde 2.40 seviyesinde sabit kaldı.
Tahmin sıfıra düştü
Politika yapıcılar 2019
yılı için faiz artırımı tahminini 2'den sıfıra düşürdü. Aralık toplantısında
3'ten 2'ye inmişti. Fed'in 2020 yılı için artırım beklentisi değişmeyerek 1'de
kaldı.
Fed Başkanı Jerome Powell,
bankanın Mart ayı politika toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Büyümenin beklenenden
fazla yavaşladığını söyleyen Fed Başkanı, sıkılaşan finansal koşulların
ekonomiyi daha az desteklediğini ifade etti.
"Bilanço
normalleşmesini revize ettik" diyen Powell, normalleşmenin kademeli
olacağını vurguladı.
Powell, "Bilanço
kompozisyonu konusunda henüz bir karar vermedik." dedi.
Yani Powell’ın
açıklamaları, ABD Başkanı Donald Trump’ın düşük faiz, ucuz dolar düşüncesini
destekleyen türden olduğunu gördük.
Hatırlayacağınız üzere
Trump, sık sık Fed Başkanı Jerome Powell ve Fed politikaları sık sık sert bir
dille eleştirmiş, ABD ekonomisi için olumsuz süreçler başlayabileceğinin sinyalini
vermişti.
Fed’in karar ve
açıklamaları da ABD ekonomisine dair olumsuz gelişmeler olabileceğine işaret
ediyor.
Sürpriz olmamalı
Fed’in bırakın artık faiz
artırmasını, faiz indirimine giderse kimse için sürpriz olmamalı!
Geride bıraktığımız
haftada dolar endeksi ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde sert düşüşler
yaşandığını, emtia fiyatlarında yükselişler gözlemledik.
Çünkü piyasalar, Fed beklentisini
önceden satın almaya başlamıştı.
Fed’in piyasaların
beklentisi doğrultusunda süpriz yapmaması, beklentilerin gerçekleşmesine neden
oldu.
Fed, kararını açıkladıktan
sonra dolar varlıklarındaki düşüşlerin, emtia fiyatlarındaki yükselişlerin devam
ettiğini gördük.
Yani piyasalar, Fed’i bir
kenara koyarak yeni yol haritası belirlemek için yeni pozisyonlar almaya
başladı.
FED/FOMC Mart ayı toplantı
sonucunu açıkladıktan sonra dolar, küresel ve yurt içi piyasalarda değer
kayıplarını sürdürdü.
Yurt içi piyasalarda
dolar/TL kuru, 5,40 lira seviyesine kadar geriledi, TL değer kazandı.
Ancak gelişmekte olan ülke
para birimlerindeki değerlenme kısa sürdü.
Rüzgar bir gün sonra terse
döndü.
Gelişmiş ve gelişmekte
olan ülke borsalarında yaşanan düşüşler, jeopolitik riski artıran gelişmeler
yatırımcıları ters köşeye yatırdı.
Bu ters köşeyi ben şöyle
okudum “ Trump’ın heyecan yapmayın son sözü ben söylerim, beni izlemeye devam
edin “ mesajı olabilir.
Trump’ın es geçilmesi hata
Piyasalar, her ne kadar
Fed’i ve doların âkibetini hayr görmese de Trump’ı es geçmeleri bence hataydı
!!
Trump’ın Kuzey Kore, Çin,
İran ve İsrail ülkeleri hakkında yapmış olduğu açıklamaların zamanlamasının
Fed’in faiz kararından bir gün sonra gelmesi sizce de manîdar değil mi ?
Toparlayacak olursak Fed,
faiz artırmaz ancak piyasaları yönledirmeye, hayat öpücüğünü vermeye devam
edebilir.
“Bakın Fed artık faiz
artırmayacakmış, dolar artık değer kaybeder, ne güzel, ohhh be”
diye düşünen varsa;
ABD ekonomisinin çok iyi
olması ya da çok kötü olması bizim gibi dolara bağlı ülkeler için risktir.
Aşağı tükürsen sakal,
yukarı tükürsen bıyık.
ABD ekonomisi iyi olursa
faiz artırımı olur, gelişmekte olan ülke para birimleri değer kaybeder, ABD
resesyona girer, gelişmekte olan ülke para birimleri yine değer kaybeder.
Küresel piyasalar bugüne
kadar iyi performan gösteren ABD’den nasıl olumsuz etkilenmişse, bundan sonra
kötü performans gösteren ABD’den olumsuz etkilenmeye devam edebilir.
May’in açıklamaları
İngiltere Başbakanlık
ofisinde geride bıraktığımız haftada “10 Numara”da ulusa sesleniş konuşması
yapan May, ülkenin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma (Brexit) kararı aldığı
referandumun üzerinden 3 yıla yakın zaman geçtiğini belirterek,
“Milletvekilleri Brexit’i hayata geçirmek için bir yol üzerinde anlaşmayı
başaramadı” dedi.
Yani May,
Milletvekilleri’ni suçladı.
Merkel, Federal Mecliste
(Bundestag) yaptığı konuşmada, son haftalarda İngiltere'nin AB'den nasıl
ayrılacağının kendilerini meşgul ettiğini belirterek, ayrılmanın öngörüldüğü 29
Mart'a 8 gün kala bu soruya hala kesin bir cevap verilmediğini söyledi.
İngiltere Başbakanı
Theresa May'in Brexit tarihinin 30 Haziran 2019'a ertelenmesini talep ettiğini
hatırlatan Merkel, şunları belirtti:
"Bu konuyu Avrupa
Birliğine üye 27 ülke ile bugün yoğun bir şekilde müzakere edeceğiz. Önümüzdeki
hafta İngiltere Parlamentosu çıkış anlaşmasına olumlu oy verirse prensip olarak
bu talebi yerine getirebiliriz.
Ancak somut bir tarih olan
30 Haziran ile ilgili olarak mayıs ayı sonunda Avrupa Parlamentosu seçimlerinin
yapılacağını göz önünde bulundurmamız lazım.
Yani Avrupa Parlamentosu
seçimlerinin geleceğini ve yasallığını dikkate almalıyız. Ancak kısa süreli bir
uzatma üzerinde konuşulur."
AB liderler zirvesi
Avrupa Birliği (AB) üye
ülkelerinin liderlerini Brüksel'de Brexit ana gündemiyle iki günlüğüne bir
araya getiren AB Liderler Zirvesi’ni takip ettik.
Zirve sonunda AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, "AB, İngiltere Parlamentosu’nun geçen Kasım ayında blok ile Theresa May’ın hükümeti arasında imzalanan anlaşmayı ona