Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

FED ve 'enflasyon raporu' piyasada yön belirleyecek

27 Eki 2019

Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faizi pas geçmesi, Rusya Merkez Bankası'nın 5 yıl aradan sonra agresif 50 baz puanlık faiz indirmesi sonrası ABD Merkez Bankası'ndan (FED) kuvvetli bir faiz indirimi beklenmiyor. 250 baz puan faiz indirerek piyasaları şaşırtan TCMB'nin ay sonu açıklayacağı yılın 4'üncü enflasyon raporu piyasalarda belirleyici olacak.

Merkez bankaları bu hafta gündemi belirledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Rusya Merkez Bankası faiz kararlarıyla ileriye dönük mesajlar verdiler. Gelecek hafta ise en önemli gündem ABD Merkez Bankası Federal Açık Piyasa Komitesi’nin (FOMC) 30-31 Ekim tarihlerinde gerçekleştireceği faiz kararı toplantısı. FED’in bundan sonra faiz indirimine devam edip etmeyeceği bu toplantı sonunda belli olacak.

ABD/Çin ticaret müzakerelerinde görüşmelerin devam etmesi ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılması süreci olan Brexit konusunda belirsizliğin sürmesi küresel ekonomiyi yakından etkileyen iki büyük gelişme.

Piyasalar gelecek hafta Türkiye’de; Merkez Bankası Enflasyon Raporu, Ekim imalat PMI, Ekim ayı ekonomik güven endeksi, Eylül ayı dış ticaret dengesi, Eylül yabancı ziyaretçi istatistikleri takip edilecek.

Yurt dışında ise ABD’de; FED faiz kararı, yıllıklandırılmış GSYH, haftalık işsizlik verileri, imalat PMI, Euro Bölgesi’nde; ekonomik güven endeksi, iş dünyası güven endeksi, işsizlik ve büyüme rakamları, çekirdek TÜFE, Almanya’da; işsizlik oranları, enflasyon ve perakende satış verileri ile Japonya’da; tüketici fiyatları izlenecek.

Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı ile birlikte elde ettiği jeopolitik kazanımların yanında piyasalara verilen destek de başta enflasyon olmak üzere ekonomik gidişatta önemli bir kilometre taşı olarak etkisini sürdürüyor.

Barış Pınarı Harekâtı sonunda Suriye konusunda ABD ve Rusya ile mutabakat sağlayan Türkiye, jeopolitik, siyasi ve ekonomik birçok sorunu aşmış görünüyor. Bölge ve küresel barışın sağlanmasında önemli bir adım olarak görünen ve Türkiye’ye yönelik ABD yaptırımlarını tamamen ortadan kaldıran söz konusu mutabakatın global ekonomik kriz yolunda hızla ilerleyen dünyaya da nefes aldıracağı kanaati giderek yükseliyor. Rusya ile yapılan Suriye anlaşmasının da iki ülke arasında sıcak ilişkilerin daha da kuvvetleneceği yolunda ciddi yorumlar yapılıyor.

 

Harekât TCMB’nin eli güçlendirdi

Türkiye Barış Pınarı Harekâtı ile elde ettiği başarıların piyasalara olumlu olarak yansıması Merkez Bankası’nın (TCMB) elini kuvvetlendirdi. Döviz ve faizdeki gerileme, faiz indirme koridorunda bankanın önünü sorunsuz olarak açarken birçok analistin “önden yüklemeli faiz” politikası dediği hamlenin aslında piyasa şartları çerçevesinde yapıldığı, faizde ekstra bir indirimin gerçekleştirilmediği gözlendi.

Temmuz ayında 425, Eylül’de 325 ve Ekim ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 250 baz puan olmak üzere ardı ardına 3 oturumda 1000 baz puan faiz indiren Merkez Bankası, politika faizini yüzde 24’ten yüzde 14’e çekerek üretimin, istihdamın ve ihracatın önünü de açmış oldu.

Merkez Bankası 3 oturumda 1000 baz puan faiz indirirken gerekeni yaptı. Çünkü Yeni Ekonomi Programı (YEP) doğrultusunda enflasyonun düşmesi, ABD ile ilişkilerin düzelmesiyle dövizdeki aşağı yön ile birlikte iktisadi faaliyetlerdeki ılımlı toparlanma Merkez Bankası’nın faiz indirmesinde önemli bir avantaj oluşturdu. Türk Lirası’ndaki istikrarlı trend, enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve sürdürülebilir bir sürece girilmesi, ılımlı iç talep şartlarının çekirdek enflasyonun düşüşünde belirleyici olması faiz düşürmede Merkez Bankası’nın en önemli avantajları olarak öne çıktı.

Merkez Bankası’nın takibinde olduğu diğer önemli data da sanayi üretimi… Bankanın faiz kararı notunda  “Sanayi üretimi, son aylarda resmi tatillerle ilişkili çalışma günü etkilerine bağlı olarak yüksek bir oynaklık sergilemekle birlikte, ana eğilim itibariyle ılımlı artışını korumaktadır” ifadesiyle iktisadi eğilimin dengelenme yolunda olduğunu belirtmesi de faiz indirimlerinin devamını destekleyeceği şeklinde yorumlanıyor.

Enflasyon raporu her şeyi açıklayacak

Merkez Bankası bu yılın 4'üncü Enflasyon Raporu'nu 31 Ekim Perşembe günü İstanbul'da açıklayacak.  Enflasyon trendine pozitif veya negatif yansıyacak ekonomik veriler kur tarafında dalgalanmalar oluştursa da genel seyir ılımlı ve iyimserlik yönünde daha ağır basıyor.

Sektörel güven endeksleri Ekim’de geçen aya göre hizmetler, perakende ve inşaat sektörlerinde olumlu bir seyir gözleniyor… Reel kesim güven endeksi 4,5 puan artarak 104.2 seviyesine yükseldi. Endeksin yükselmesinde son 3 aydaki toplam sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoku, mevcut toplam sipariş miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması ve gelecek 3 aydaki toplam istihdam miktarına ilişkin değerlendirmeler artış yönünde gerçekleşti. Gelecek 3 aydaki üretim hacmi, genel gidişat ve gelecek 3 aydaki ihracat sipariş miktarına ilişkin değerlendirmeler endeksi ise önceki 3 aya göre daha sınırlı seyretti.

Yine ekonomik verilerden imalat sanayinde kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre yüzde 0,1 puan artarak yüzde 76,4 düzeyine çıktı. Merkez Bankası’nın resmi rezerv varlıkları da Eylül’de bir önceki aya göre yüzde 0.4 azalarak 101.1 milyar dolara düştü.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hanehalkı tasarrufunun harcanabilir gelire oranı olarak tanımlanan tasarruf oranını 2018 yılında yüzde 13,9 olarak açıkladı. Söz konusu dönemde tasarruf miktarı yüzde 19,5 artışla 3,6 trilyon lira oldu. Toplam ekonomideki borçlanma oranı ise GSYH’e göre yüzde 5,5’ten yüzde 2,5’a geriledi.

ABD/Çin tedirginliği yumuşuyor

Küresel ekonomileri durgunluğa iten en önemli olaylardan biri olan ABD/Çin ticaret müzakerelerinin henüz anlaşma ile sonuçlanmaması piyasaları tedirgin ediyor. Son olarak ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Trump’ın kararını küçümsememesi gerektiğini dile getirerek Çin’e ültimatom içeren bir çıkış yapmasına karşılık Çin’in, kısmi bir ticaret anlaşmasının imzalanmasından sonraki ilk yılda ABD’den en az 20 milyar dolarlık tarımsal ürün satın almak istediğini açıklaması görüşme sürecindeki belirsizliğin devam ettiğini gösteriyor.

Fakat her şeye rağmen Çin tarafı anlaşmaya daha yatkın. Çin Başbakan Yardımcısı Liu He, ABD'den daha fazla tarım ürünü alınması karşılığında ABD'nin Çin'den ithalata hali hazırda uyguladığı ve uygulamayı planladığı bazı gümrük vergilerini kaldırmasını isteyecek. Liu He, ABD'li yetkililerden, aralarında cep telefonlarının ve laptopların da olduğu 156 milyar dolar tutarında Çin malına 15 Aralık'tan itibaren tarife uygulanması planından vazgeçilmesini ve 1 Eylül'de 125 milyar dolar tutarında Çin malı için yürürlüğe giren yüzde 15 gümrük vergisinin kaldırılmasını talep edecek.

Bu arada Çin Merkez Bankası’nın Avrupa Merkez Bankası ile döviz takas anlaşmasını uzatmasının da Çin açısından önemli bir gelişme olduğu belirtiliyor. ECB ve BBoC arasında ilk döviz takas anlaşmasının 2013’te azami 45 milyar euro olarak imzalandığını, 2016’da 3 yıl daha uzatıldığını hatırlatmakta fayda var.

FED’den yeni politika beklentisi

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faizleri sıfırda bırakmasına karşılık Rusya Merkez Bankası’nın 5 yıl sonra politika faizini agresif bir şekilde yüzde 7’den yüzde 6,50’ye çekmesi bankanın enflasyon risklerinin devam ettiği ülkede büyümeye yönelik desteğini gösteriyor.

ABD Merkez Bankası’nın (FED) 29-30 Ekim’de gerçekleştireceği Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında faiz indirimine kesin gözle bakılıyor. Ancak piyasalarda faiz indiriminden çok FED’in bu aydan itibaren politika değişikliği konuşuluyor.  Döngü ortalaması ayarını terk etme ihtimali üzerinde durulan FED’in yeniden faiz artırma dönemine geçeceği tahminler arasında sıralanıyor.

Bu konuyu dünkü yazımda da ifade etmeye çalışmış, FED’in niyetinde veya planında olsa bile ABD Başkanı Donald Trump’a rağmen politika değişikliğine gidemeyeceğini ifade etmiştim.

Ancak gelecek haftanın en önemli gündemi, FED faiz kararı ve kararla birlikte söyleminin ne olacağı hususu. Küresel merkez bankaları negatif faiz patikasında derinleşmeye çalışırken işsizlik oranının düşük, istihdamın ve tüketici harcamalarının güçlü olduğunu ileri süren FED’in birden söylem değiştirip dünya konjonktürünün tersine hareket edeceğini düşünmek bu şartlarda zor görünüyor.

ECB Brexit ve enflasyon çıkmazında

Ekimde politika faizini değiştirmeyip eksi 0,50’de bırakan Avrupa Merkez Bankası (ECB) Kasım’dan itibaren yeni bir başkanla yoluna devam edecek. Avrupa ekonomisine damga vuran Mario Draghi yerini Chiristine Lagarde bırakırken borç krizini nispeten aştı ancak enflasyon konusunda ilerleme sağlayamadı. Halen daralan küresel ekonomi paralelinde yeni bir parasal genişlemeyi gündeme getirerek negatif faizde derinleşme politikası yürüten ECB’nin yeni başkan Lagarde ile nasıl yol alacağı tam olarak belli değil.

Avrupa’da negatif faizlerle yürümenin zorluğu ve piyasadan alınabilecek tahvillerin bitmesi gibi konular tartışılırken para politikasında da fazla yapılabilecek bir şeyin olmadığı görünüyor. Yeni başkan Lagarde’ın şey Avrupa Birliği’ne bağlı hükümetlerin maliye politikalarıyla aynı doğrultuda yürümesinden başka çıkar yolu yok gibi.

Genel kanaat Lagarde’ın öncelikle ECB’de içinde görüş ayrılıklarına son vereceği noktasında. Çünkü Lagarde’ın bir ekonomist olmadığı, bankada bir arabulucu bir başkan gibi çalışacağı söylentisi yaygın.

ECB’nin diğer çıkmazı da Brexit meselesi… Avrupa Birliği diplomatları Brexit’in ertelenmesi konusunda prensipte bir uzlaşmaya vardı ama AB’nin asıl kararını, Başbakan Boris Johnson’ın erken seçim teklifini Avam Kamarası’nda oylamasının ardından Salı günü açıklaması bekleniyor. Anlaşmasız Brexit ise süreçte belirsizliği oluşturan en önemli sorun olarak ortaya çıkıyor.

TL varlıklarında güçlü hareket sürüyor

Merkez Bankası’nın Temmuz’dan bu yana 10 puan faiz indirmesine karşılık Türk Lirası varlıklarında güçlülük devam ediyor. TL sert rüzgarlara karşı dayanıklı ve gelişen ülke para birimlerine göre yüksek spekülatif özelliğini de giderek kaybediyor.

Söz konusu gelişmelerle Borsa İstanbul’da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 1,83 ve külçe altının gram satış fiyatı yüzde 0,90 değer kazanırken, dolar/TL  yüzde 0,40, euro/TL  yüzde 0,79 değer kaybetti.

BIST 100 endeksi, en yüksek 101.238,80, en düşük 97.131,93 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 1,83 artışla 100.215,95 puandan tamamladı. Bu arada Borsa İstanbul, Cumhuriyet Bayramı tatili nedeniyle 28 Ekim'de saat 12.40'dan itibaren 1,5 gün kapalı olacak.

Bu hafta ABD doları yüzde 0,40 değer kaybederek 5,7660 liraya, euro da yüzde 0,79 azalarak 6,4000 liraya geriledi.

Kapalıçarşı'da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 0,90 artışla 279,70 lira, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 0,92 değer kazanımıyla 1.863,00 lira oldu. Geçen hafta 451,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı bu hafta 455,00 liraya çıktı. Bu hafta, yatırım fonları yüzde 0,45, bireysel emeklilik fonları yüzde 1,94 değer kazandı.

Haftalık bazda 1000 TL’lik yatırım borsada 1018,3 TL, dolar 996 lira, euroda 992,1 lira ve altında 1009 lira seviyesinde gerçekleşti.

BIST 100…

Merkez Bankası’nın son 250 baz puanlık faiz indirim hamlesi 14 Ekim’de 93 bin seviyesine kadar gevşeyen borsayı yeniden 100 bin bandının üzerine attı. Suriye konusunda da ABD ve Rusya ile yapılan anlaşma TL  varlıklarında belirsizlikleri nispeten yok etti. ABD/Çin ticaret müzakereleri ve Brexit sürecindeki yumuşama da TL varlıklarına destek verdi. Haftayı 100.216 puandan kapatan BIST 100 endeksinin 100 bin bandında kuvvetlenmesi için öncelikle 100.800 noktasını yukarı yönlü kuvvetli kırması gerekiyor.  Bu noktadan sonraki en güçlü direnç 101.300 ve 102.500 seviyelerinde gözleniyor. Aşağı sarkmalarda ise 98.000 ve 97.500 kuvvetli destekler olarak görünüyor.

DOLAR/TL…

Dolar/TL kurunun yönünü bu hafta belirleyen en önemli gelişme Merkez Bankası’nın 250 baz puanlık faiz indirimi oldu. Politika faizinin 16,50’den yüzde 14’e düşmesi tahvil piyasasında da gösterge faizi yüzde 13,02’ye indirdi. Türkiye’nin 5 yıllık risk priminin 350 seviyesine gerilemesi de TL’ye güç verdi. Merkez Bankası’nın özellikle enflasyon görünümündeki iyileşmenin devam ettiği, iç talep gelişmeleri ve parasal sıkılık seviyesinin enflasyondaki düşüşü desteklediğini bildirmesi kuru TL yönünde kuvvetlendiren gelişmeler arasında yer aldı. Gelecek hafta ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz kararı da yine TL’nin dolar karşısında yönünü belirleyecek. Halen 5,76 seviyesinde hareket eden dolar/TL’de teknik olarak pivot bölge 5,70 noktası. Yukarı yönde hareket durumunda 5,79, 5,83 ve 5,88 dirençler, aşağı sarkmalarda ise 5,72, 5,65 ve 5,60 destek bölgeleri olarak tahmin ediliyor.

EURO/TL…

ABD/Çin ticaret görüşmelerindeki seyir, Brexit süreci ve Avrupa ve Amerika’dan gelecek ekonomik datalar dolar ve euronun yönünü belirlerken bu etki TL’yi de etkileyecek. Yurt içinde açıklanacak enflasyon raporu, Ekim imalat PMI, Ekim ayı ekonomik güven endeksi, Eylül ayı dış ticaret dengesi ve Eylül yabancı ziyaretçi istatistikleri kurun seyrinde önemli etkenler olacak. Halen 6,40 seviyesinde hareket eden kurun direnç noktaları 6,44 ve 6,50, destek noktaları ise 6,37 ve 6,33 olarak görünüyor. Kurda zirve direnç 6,60, taban ise 6,30’lar olarak takip edilebiliyor.

ONS ALTIN…

Altında en önemli beklenti ABD/Çin ticaret görüşmelerinden çıkacak sonuçlar. FED’in faiz kararını da takip eden altın piyasası içinde seçim de olan Brexit’e yönelik gelişmelerden oldukça etkileniyor. Piyasada Brexit süreci bir risk iştahı olarak görülüyor. Teknik olarak 1500 dolar pivot bölge. Yukarı hareketlerde ons altın fiyatlarında dirençler 1508 ve 1522… Aşağı sarkmalarda ise 1495, 1487 ise güçlü destekler olarak takip edilebiliyor.

PETROL…

ABD/Çin ticaret görüşmelerinde olumlu gidişat ve açıklanan haftalık ABD ham petrol stoklarının sürpriz şekilde azalması petrol fiyatlarında dalgalı bir seyri ortaya koyuyor. Diğer taraftan Rusya’nın Kuzey Afrika’da petrol yatırımlarına girişmesi ve Fas’ta 2 milyar euroluk bir rafineri yatırımı petrol fiyatlarını yukarı yönlü tetikliyor. Halen 62 dolar seviyesinde hareket eden Brent petrol varil fiyatında pivot bölge 60 dolar. Yukarı harekette ilk dirençler 63 ve 64 dolar, aşağı sarkmalarda ise kuvvetli destekler 61 ve 59 dolar izlenebiliyor


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları