Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

"Enflasyon etkisini en aza indireceğiz"

04 Ara 2020

​Küresel koronavirüs salgını ve jeopolitik risklere bağlı dövizdeki yüksek dalgalanma Kasım ayında kendini yüksek enflasyon olarak gösterdi. Yüzde 12'lik piyasa beklentileri üzerinde gelen manşet enflasyon aylık bazda yüzde 2,3, yıllıkta yüzde 14,03 olarak gerçekleşti ve yılın zirvesine yerleşti. Üretici fiyatları (ÜFE) da aylık bazda yüzde 4,08, yıllıkta yüzde 23,11 oldu.

Tüm geçici etkilerden arındırılmış çekirdek enflasyon artışını sürdürerek yüzde 13,26 olarak ölçüldü. Ekim ayında manşet enflasyon TÜFE yüzde 11,89, üretici fiyatları (ÜFE) yüzde 18,20 ve çekirdek enflasyon yüzde 11,48 olarak gerçekleşmişti.

Tüketici fiyatları bazında kasımda en yüksek fiyat artışı yüzde 66,93 ile domateste gerçekleşirken, en çok ucuzlayan ürün yüzde 14,68 ile limon oldu.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Kasım ayı enflasyonunun Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanması sonrasında, enflasyonist beklentilerin iyi yönetilmesi, fiyat istikrarının tesisi için para ve maliye politikası araçlarının eş güdüm içinde kullanacaklarını söyledi.

Etkileri en aza indirilecek

Elvan, “Yüksek enflasyonun vatandaşımız üzerindeki etkilerini en aza indirmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz” dedi. Elvan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kasım enflasyonunun gıda, petrol fiyatlarındaki artış ve döviz kurundaki etkilerin yansımasıyla yıllık yüzde 14,03 ile piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleştiğini hatırlattı.

Kur, yaşanan kuraklık gıda ve alkolsüz içecekler grubunda fiyatları etkilediğini, döviz kurlarındaki gecikmeli etkilerin, gıda ve petrol fiyatlarındaki artışların yüksek enflasyona neden olduğunu gelecek yılın ikinci çeyreğine kadar yüzde 14’lü enflasyon rakamlarının devam edebileceğini bildirdiler.

Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 2,30 arttı, yıllık enflasyon 2,14 puan yükselerek yüzde 14,03 oldu. Ekonomistler, yıllık enflasyonun bir önceki aya göre 2,14 puan artışla Kasım’da yıllık bazda 15 ayın, aylık bazda da 25 ayın en yüksek seviyesine ulaştığını kaydettiler.

Ara malı yüzde 30 arttı

Bu grupların aylık değişimlerine bakıldığında ise madencilik ve taşocakçılığında yüzde 2,15, imalatta yüzde 4,33, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 1,69 ve su temininde yüzde 0,49 artış oldu.

Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri incelendiğinde, ara malında yüzde 30,07, dayanıklı tüketim malında yüzde 25,84, dayanıksız tüketim malında yüzde 18,9, enerjide yüzde 0,36 ve sermaye malında yüzde 27,85 artış yaşandı.

Bu grupların aylık değişimlerine bakıldığında ise ara malında yüzde 4,77, dayanıklı tüketim malında yüzde 2,74, dayanıksız tüketim malında yüzde 4,17, enerjide yüzde 2,79 ve sermaye malında yüzde 2,58 artış görüldü.

Sebep kur geçişgenliği

Ekim ve Kasım’da 8,57 liraya kadar çıkan dolar kurunun Kasım’daki kur geçişgenliği yüzde 25’leri aşarken 2020 Eylül’de yüzde 14,33, Ekim’de yüzde 18,20 gerçekleşen üretici fiyatları (ÜFE) endeksinin Kasım’da yüzde 23,11 olarak gerçekleşmesi tüketici fiyatlarını da yukarı çekti. Yıllık bazda yüzde 21,08’lik artış gösteren gıda fiyatları da Kasım enflasyonuna zirve yaptırdı.

Kasım’da yüzde 29,42 ile en yüksek fiyat artışı çeşitli mal ve hizmetler grubunda gerçekleşirken ulaştırmada yıllık artış yüzde 18,67 şeklinde oluştu. En az artış yüzde 0,67 ile alkollü içecek ve tütün grubunda gerçekleşti. Fiyatı en çok artan ürünler ise yüzde 66,7 ile domates, yüzde 25,18 ile kabak ve yüzde 24,35 ile karnabahar oldu.

Ağustos’tan bu yana dalgalanan döviz kurunun enflasyon üzerindeki etkisinin tam olarak Kasım ayında görüldüğünü dile getiren ekonomistler, kur geçişgenliğinin yüzde 25’lere dayanması ve hızlı etkisiyle üretici fiyatlarına bağlı tüketici fiyatlarının yüksek geldiğini, gıda fiyatlarının da enflasyonu körüklediğini söylediler.   

Merkez’den faiz artışı gelebilir

Manşet enflasyonunda aylık yüzde 4,51 artan ulaştırma ve yüzde 4,16 artan gıda fiyatlarının öne çıktığını, ayrıca yıllık da olsa yüzde 4,28 artan enerji fiyatlarının da etkisinin görüldüğünü belirten ekonomistler, döviz fiyatlarının yüksek seyretmesiyle dayanıklı mallarda yüzde 5,68 ve temel mallarda yüzde 3,76 artış olduğunu dile getirdiler.

Merkez Bankası’nın yüzde 475 baz puanlık faiz artışının Kasım ayı enflasyonuyla birlikte eridiğini belirten ekonomistler, “Ekim ayına göre hesaplandığında yüzde 2,8 olan reel faiz, şimdi cari enflasyona göre yüzde 0,9’a indi. 24 Aralık’taki PPK toplantısında Merkez Bankası’nın en az 200 baz puan faiz artırabileceğini tahmin ediyoruz” dediler.

Ekim ayında kur geçişkenliğinin çok sınırlı yaşandığına dikkati çeken ekonomistler, Türkiye'de enflasyonun ana nedeninin maliyet enflasyonu olduğunu, bunun altında da her zaman kurdaki artışın yer aldığını belirttiler.

Ilımlı sıkılaştırma bekleniyor

Ekonomist Haluk Bürümcekçi konuyu değerlendirirken reel faiz yetersiz algılamasının güçlenmesinin TCMB’yi ilave faiz artışına zorlayabileceğini söyledi.

Kasım ayı PPK kararı sonrası reel politika faizi gerçekleşen ve beklenen enflasyona göre yüzde 2,8 ve yüzde 3,8 seviyesine yükselerek benzer gelişmekte olan ülkeler için ortalama yüzde 0,5 civarı olan reel faizin 2-3 puan civarı üzerine çıktığını ve TL'de değer kaybı baskısını azaltmaya yardımcı olduğunu hatırlatan Bürümcekçi, kurlardaki baskının 24 Aralık’taki toplantıya kadar devam etmesi durumunda daha ılımlı olsa da faiz artışına devam edebileceğini dile getirdi.

Bürümcekçi, “Kasım ayındaki enflasyon yükselişi enflasyon beklentilerini de olumsuz etkileyeceğinden reel faizin yetersiz olduğu algılamasını da güçlendirebilir. Son PPK'da faizlerde ileride atılacak adımlara ilişkin net bir sinyal verilmezken, mevcut sıkılığın enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar korunacağı mesajı, enflasyon gerçekleşmeleri, enflasyon beklentileri, TL'nin seyri ve risk primine ilişkin gelişmelerin yeni kararlar için belirleyici olacağını düşündürmüştü” ifadesini kullandı.

Tahminler yukarı yönlü

Kurdaki volatilitenin enflasyonist beklentileri de bozduğunu ve döviz kurundaki geçişgenliği artırdığına değinen ekonomistler, öncü göstergeler olarak bilinen İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve Türk-İş verilerinin de aynı oranda yükseldiğine işaret ettiler. Özellikle İTO verilerinde yıllık bazda İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi’nin yıllık artışının yüzde 14,07 olduğunu ve manşet enflasyona tekabül ettiğini yorumlayan ekonomistler, Türk-İş’in yıllık gıda hesaplamasının da yüzde 20’ye yakın seyrettiğini vurguladılar.

Merkez Bankası (TCMB) Beklenti Anketi’ne göre yılsonu enflasyon tahmininin yüzde 12,47 olduğuna değinen ekonomistler, Kasım ayı enflasyonuyla birlikte yukarı yönlü revizelerin beklendiğini kaydettiler. Ekonomistler, TCMB’nin son açıkladığı enflasyon raporunda bankanın 2020 yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 8,9’dan yüzde 12,1’e yükseltildiğini, Yeni Ekonomi Programı’nda da yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 10,5 olduğunu hatırlattılar.

Pompa fiyatlarının etkisi

Enflasyonun alt kalemlerini yorumlayan ekonomistler, üst gruplarda olduğu gibi tabanda da bir fiyat hareketi olduğunu kaydettiler. Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, “Döviz kuru geçişkenliği çekirdek enflasyon görüntüsünde net bir şekilde gözlenmektedir; B ve C göstergelerinde yıllık bazda yüzde 13,72 ve yüzde 13,26 seviyelerine yükseliş söz konusudur. Manşet enflasyondan daha yüksek artış gösteren kalemler olarak yüzde 4,51 artan ulaştırma ve yüzde 4,16 artan gıda fiyatları öne çıkmaktadır” dedi.

Ulaştırmada döviz kuru ve artan petrol fiyatları çerçevesinde pompa fiyatlarındaki yükselişin etkili olduğuna vurgu yapan Erkan, aynı doğrultuda gıda enflasyonunda da son dönemde yukarı yönlü baskının yoğun bir şekilde görüldüğünü söyledi. Gıda enflasyonunun yüzde 16,5 seviyesinden yüzde 21’in üzerine çıktığını, yine enerji enflasyonunun da yıllık yüzde 4,28 olduğuna dikkat çeken Erkan, “Temel mallarda grubunda aylık artış yüzde 3,76 olurken, bu grubun içinde dayanıklı mallar döviz kurlarındaki yüksek artışın etkisiyle yüzde 5,68 artış göstermiştir. Hizmet enflasyonunda aylık artış yüzde 0,62 olmuş, bu grubun içinde de lokanta ve otellerin pandemi etkisiyle yüzde 1,13’lük artışı öne çıkmıştır” yorumunu yaptı.

Büyüme – enflasyon ikilemi

Enflasyondaki sapmayı 2018 yılından sonraki kur şokuna da bağlayan Enver Erkan, sözü Merkez Bankası’na getirerek, “Banka fiyat istikrarını öne alan politikalara geçiş yaparak tek bir faiz oranı üzerinden fonlama yapmaya başladı. Bu faiz oranını da yüksek enflasyonu göz önüne alarak yüzde 15 seviyesinde belirledi. Ekim ayı enflasyonuna göre hesaplandığında yüzde 2,8 olarak çıkan reel faiz, cari enflasyona göre hesaplamada şu anda yüzde 0,9 seviyesine gerilemiş durumdadır. Merkez Bankası’nın enflasyonu kontrol altına alma kararlılığı çerçevesinde, faiz oranının yeterince yüksek olmasına izin vermesi gerekmektedir. Eğer cari enflasyona göre reel faiz yüzde 2’nin üzerinde tutulmak isteniyorsa, bu faiz artırımı 150 baz puan civarlarında olabilir” değerlendirmesini yaptı.

Erkan, TCMB’nin reel faiz pozisyonunu kuvvetlendirmek ve TL’nin istikrar kazanmasına yardımcı olmak ve bozulan enflasyon görüntüsü kontrol altına almak için 24 Aralık Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantısında faiz artırımına ihtiyaç duyulduğunu düşündüklerini kaydetti. Yurt dışında pandemi etkilerini silmek maksadıyla merkez bankalarının genişlemeci politikalar uyguladığını dile getiren Erkan, “İçeride de, alınan yeni kapanma önlemleri ile beraber ekonominin daha da yavaşladığını göreceğiz. Yani aslında yine bir büyüme-enflasyon ikileminden bahsedilebilir” açıklamasında bulundu.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları