Dolar $
32.57
%0.12 0.04
Euro €
34.66
%-0.29 -0.1
Sterlin £
40.5
%-0.29 -0.11
Çeyrek Altın
4063.65
%-0.09 -3.62
SON DAKİKA
Son Yazıları

Enflasyon belli gibi ya faizler!

29 Aðu 2019

Ağustos enflasyonunun Temmuz'dan daha düşük çıkacağını artık cümle âlem biliyor. Elektrik, akaryakıt fiyatları, sigara ve son olarak dövizdeki dalgalanma Ağustos'a ne kadar etki edecek henüz hesaplamak mümkün olmasa da aylık enflasyonun en az 1 puan daha aşağı geleceğini tüm anketler gösteriyor.

Temmuz’da 425 baz puan indirilmesiyle yüzde 19,75’e inen politika faizinin, 12 Eylül’de gerçekleştirilecek Merkez Bankası (TCMB) toplantısında daha da aşağı düşme ihtimali yüksek. Merkez Bankası kaç puan indirir orasını şimdiden kestirmek zor ancak bugün itibariyle Ağustos enflasyonunun yüzde 15,5 seviyelerine ineceğini öngörebiliyoruz.

Temmuz’da yüzde 16,65 olan enflasyon Ağustos’ta yüzde 15,5 olacaksa Merkez Bankası’nın iki rakam arasında makas hareketi nasıl olur, orasını kestiremiyoruz. Merkez Bankası’nın faiz indiriminden önce enflasyon ile politika faizi arasındaki 7 puanın üzerinde seyreden makasa rağmen 425 baz puanı bir çırpıda aşağı çekebilmişse Eylül toplantısında da en azından Ağustos ayı enflasyonundaki düşüş kadar yani 1 veya 2 puan daha faizi aşağı çekme ihtimali var demektir.  

Zira yıl sonu enflasyonu söz konusu gidişata göre hesaplandığında yüzde 14’lere geliyor. Politika faiziyle arasındaki makas ise yaklaşık 6 puan… Merkez Bankası’nın 12 Eylül’den sonra 24 Ekim ve 12 Aralık’ta iki toplantısı daha var. Her 3 toplantıda 1’er puan faiz indirilse bile beklentileri karşılamıyor. Merkez Bankası’nın demek ki beklenen enflasyondaki iyileşme paralelinde en az 4 puan faiz indirimi daha gerçekleştirmesi gerekiyor.

***

Ödemeler dengesi, bütçe gerçekleşmeleri ve öncü göstergeler ekonomideki iyileşmeyi tablolaştırırken tabii bir de faiz indirimi için dış yansımalar ve riskler de hesabın içine konmalı.

Genel bakışa göre küresel resesyon her geçen gün başını gösteriyor ve jeopolitik riskler de beklenmedik şekilde şiddetini artırıyor. Yatırımcı tercihinde güvenli liman altın ve kıymetli metallere yönelirken döviz kurlarındaki yüksek dalgalanma ve düşen tahvil getirileri sebebiyle küresel merkez bankaları da faiz indirmek için fırsat kolluyor.

Gelişmiş veya gelişen birçok ülkenin merkez bankası faiz indirimini sepetlerine koymuşlar para kurulu toplantılarını bekliyorlar… ABD Merkez Bankası’nın (FED) minimum 50 baz puan faiz indireceği, geçen toplantıda faizi pas geçen Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) da eksi 0,40 faiz oranını eksi 1’lere kadar çekeceği tahminleri dikkatlerden kaçmıyor.

Faiz indirimlerinin oranı, beklenen resesyon şiddetine göre olacağı kesin. ABD/Çin ticaret gerginliğinde belirsizlik tavan yaparken resesyonda yıkıcı gücün ağırlığını kimse söyleyemiyor. Dolayısıyla her ülke bugün 2008 küresel krizi sonrasındaki gibi parasal genişlemeye gitmenin yollarını arıyor. Söz konusu konjonktürün gelişmiş ülkelerde nasıl tahribat oluşturacağı konusu tartışılırken gelişmekte olan ülkeler ise daha pozitif bir durum sergiliyor.

***

Yurt içi ve yurt dışı gelişmeler hatta riskler; Merkez Bankası’nın 12 Eylül toplantısında yine derde derman olacak bir faiz indirimine imza atacağını ortaya koyuyor. Binaenaleyh, Türkiye’de faizin diğer ülkelere göre 3 kat fazla olması, enflasyonda düşüş sürecinin devam etmesi, diğer yandan küresel merkez bankalarının parasal genişlemeyi politikalarının birinci maddesi yapması Merkez Bankası’nın (TCMB) elini rahatlatan önemli argümanlar.

Diğer taraftan Temmuz ayına göre son bir ayda döviz ve faizlerdeki dalgalanma, Türkiye’nin 5 yıllık risk priminin yeniden 420’lere dayanması, gıda fiyatlarıyla hizmetler ve ulaştırma sektöründeki hızlı hareket Ağustos enflasyonu paralelinde TCMB’nin faiz indirimine sınırlamalar getirmiyor değil.

Resmi olarak elimizdeki en sağlam data Merkez Bankası’nın 2019 – III Enflasyon Raporu… TCMB’nin yeni başkanı Murat Uysal’ın ifadesiyle; enflasyonu düşürmeye odaklı sıkı bir para politikası duruşu ve güçlü politika koordinasyonu altında yılsonu enflasyonu yüzde 13,9 olacak… Bu sene tek haneli rakamları göremeyeceğiz ancak 2020 yılı tek haneli enflasyonların yılı gibi görünüyor. 2021 yılında ise yüzde 5’leri konuşacağız.

Tabii burada kamu veya özel bankalar daha cesur olmalı, hatta Cesur Yürek’i oynamalı. Zira piyasanın ve ekonominin önünü görmesi şart.

Öngörümüz şu; enflasyonu düşürmede çok önemli bir gelişme olmadığı takdirde yıllar bazında enflasyondaki düşüşlere yönelik kademeli geçişler istenilen seviyede gerçekleşecek.

Ancak enflasyon düşerken faizler hangi çizgide ve düzeyde aşağı gelecek işte burası muamma!

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları