Öncelikle; e-ticarete hakimseniz, işletmenizin dünyaya 7/24 açık olduğunu söyleyeyim. İşletmenizi ticaretin elektronik versiyonu haline getirdiğiniz için ayrıca hiç bilmediğiniz, tanımadığınız noktalarla da bağlantı içine girdiğinizi de unutmayın!

E-ticaret aslında internet üzerinden mal veya hizmet satın alma faaliyeti. E-ticaret ile firmanızı tamamen dünyaya açıyorsunuz ve saniyeler içinde ticaret yapabiliyorsunuz. Sonsuz derecede ürün seçeneğine sahipsiniz. Bu kadar lojistiğe rağmen adeta sıfır masrafla çalışıyorsunuz. Satan stokunu bilir, tedarikçi stok yapmak durumunda kalmaz… Tedarikçinin büyük bir ofise ihtiyacı da olmaz. Her şeyden önce firmanız küresel bir ortamda iş yaptığından enflasyon zararlarından da korunursunuz…

***

TÜSİAD toplantısındaki vurgulardan çıkan mesajlara göz attığımda dünya ticaretinden aldığımız yüzde 1’lik payın artırılması noktasında; TÜSİAD Başkanı Sayın Simone Kaslowski’nin bir cümleyi olayı anlatmaya yetiyor… Kaslowski diyor ki: “E-ihracat öncelikle KOBİ’lerin küresel değer zincirlerine ve uluslararası pazarlara daha fazla katılabilmesini sağlamaktır. Dolayısıyla e-ticarette amacımız marka ve ürünlerimizin dünya çapında bilinirliğini, pazar payını ve e-ihracatını artırmak olmalı…”

İşte bu cümleyi bütün KOBİ işletmelerimize ezberletmek gerekiyor. Başkan’ın gördüğü bir şey var ki, söz konusu cümleleri sarf ediyor.

Zirâ e-ticaret konusunda Türkiye’nin kabiliyeti ve başarısı ortada. Aslında ülkemizin genç ve dinamik nüfusuyla 2018’de 2017’ye göre TL bazında yüzde 42, dolar bazında yüzde 7 artan e-ticaret pazarı konuya daha fazla sinerji katıyor. Sebebi genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmamız. İşte mevcut sinerjiyle küresel e-ticarette bugün fazla görünmeyen payımızı artırıp avantaja çevirmek, ihracatta sınıf atlamaya çalışan Türkiye’ye büyük destek verecek.

***

Tabi benim ilgilendiğim konu konuşmalardan çok Deloitte Digital ile TÜSİAD’ın ortaklaşa oluşturdukları “E-Ticaretin Gelişimi, Sınırların Aşılması ve Yeni Normlar 2019” raporu…

Rapor küresel ve Türkiye’deki e-ticarete geniş bir yelpaze açmış. Yelpaze açmakla kalmamış, e-ticarette 5 ülkenin tröst oluşturduğu vurgulanmış. 5 ülkeye baktığınızda ülkelerin nasıl zenginleştiğini de görüyorsunuz. Geçen yıl Çin 634 milyar dolarla birinci sırada yer alıyor. ABD 504 milyar dolara ulaşabilmiş. Japonya 123 milyar dolar, İngiltere 86 milyar dolar, Almanya 70 milyar dolarlık bir pazar yakalamış. Küresel e-ticaret pazarının bu yıl 3,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Tabi hemen Türkiye ne durumda, diye kendinize sormadan edemiyorsunuz… TÜBİSAD/Deloitte’un Türkiye E-Ticaret Pazar Büyüklüğü raporuna göre geçen yıl 59,9 milyar liraya yani 10 milyar dolara ulaşmışız. Söz konusu artışta geçen yıl ve önceki birkaç yılda e-ticarete verilen önemin katkısı büyük.

***

Dikkat çeken bir ayrıntıyı sizlerle paylaşayım… Küresel e-ticaret ile Türkiye arasındaki ivme karşılaştırıldığında büyümede oransal olarak daha ileride olduğumuzu söyleyeyim. Büyümelerimiz yüzde 40’lar seviyesinde gerçekleşiyor.

Uluslararası ticaret aktivitesindeki yavaşlama, özellikle ABD ve Cin arasında süregelen küresel ticaret gerilemeleri, Almanya, İtalya gibi bazı Avrupa ülkelerindeki ekonomik büyümenin yavaşlamasının negatif etkileri, dış talepteki azalış, artan borçlanma maliyetleri ve devam eden politik belirsizliklerin yanı sıra İngiltere’nin başındaki Brexit belası e-ticarette küresel büyümeyi frenliyor.

Söz konusu gelişme aslında bizim için bir avantaj niteliğinde.

E-ticarette toplam perakende önemli yer tutuyor, tabii ki. Gelişmiş ülkelerin online perakende oranı ortalaması yüzde 11… Gelişmekte olan ülkeler yüzde 5,9 seviyesinde. Türkiye’de bu oran ise geçen yıl yüzde 5,3 idi. Bu yıl zannediyorum söz konusu oran biraz daha yükseğe çıkar.  

Bugün için e-ticaret ile ilgili vereceğim bilgi bu. Ama e-ticaretin artırılması için söyleyeceklerim özet de olsa bitmedi… Ülkemizin bilgi teknolojileri alanında sahip olduğu potansiyel gücün, ticari karşılığa kavuşabilmesi için yapılması gerekenler var…

Dijital okuryazarlığın artırılması… Nitelikli beyin göçünün tersine çevirecek inisiyatiflerin geliştirilmesi… Ekonominin yüzde 90’dan fazlasını elinde tutan KOBİ’lere desteklerin artırılması ve dijital konuda yasal ortamın uluslararası niteliğe kavuşturulması…

Gerekenler yapılırsa ve bahsettiğim yıllık yüzde 40’lık büyüme devam ederse 2023’te yakalayacağımız e-ticaret pazarımız 20 milyar dolara dayanabilir.