Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

Dolarizasyonu esir etmek!

19 May 2019

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutladığımız bugünde 100 yıllık bir millî mücadele serüvenini ve serüvendeki mânâyı daha iyi idrak ediyoruz.

100 yıl önce Samsun’dan atılan bu adıma ekonomi yönünden baktığımızda da farklı mesajlar alıyoruz. Hayallerde yerli, hedeflerde yerli, işte ve faaliyette yerli yaklaşım, aslında bizler için yüzyıl öncesinden bugüne gönderilen bir güç ve bir ilham. Bir başka ifadeyle 100 yıl öncesindeki o hareket, bugünkü gençliğe ve Türkiye Cumhuriyeti üzerinde yaşayan herkese olan güvenin bir göstergesi.

Bir örnekle girerek konuyu biraz daha açmak istiyorum. Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu üyesi ülkeler ortak para birimi kullanma konusunda el sıkışmış. Bakınız, bizim için 100 yıl öncesinden gelen mesaj, Afrika’nın ortasında nasıl neşvü nema bulmuş. Doların, euronun veya herhangi yabancı bir paranın ekonomilerine verdiği zarardan dolayı Afrika tek para biriminde karar kılmış.

Ne kadar güzel… Ortak para demek; ortak pazar, ortak ticaret, ortak coğrafya, ortak değerler demek.

Nijerya, Senegal, Nijer, Mali, Liberya, Sierra Leone, Togo, Gine, Gana, Gine Bissau, Gambiya, Fildişi Sahiyi, Cabo Verde, Burkina Faso ve Benin… “İri olalım, diri olalım, bir olalım…” demişler.

Coğrafyayı önünüze koyduğunuzda, burada yaşayan milyonlarca insanın zâten aynı değerleri paylaştığınızı görüyorsunuz. Sadece yabancı para hakimiyetini kıramadıklarından benliklerine kavuşamamışlar. Resmi olarak kavuşsalar da siyasi veya ekonomik olarak dış baskıların altında yaşamak mecburiyetinde kalmışlar.

***

Böyle önemli bir günde niçin bu misâli verdiğim az çok ortaya çıkmıştır. Türkiye’de yaşadığımız dolarizasyondan bahsediyorum. Kişiler, kurumlar, hatta devlet kendilerini hesaba çekerek “Dolarizasyonun neresindeyim?” diye sormalı.

Dolarizasyon öyle belâdır ki, ruhunuza işlediğinde çemberden çıkamazsınız. Önce yabancı parayı saklama amacıyla dolarizasyona adım atarsınız. İlerleyen zamanda bir bakarsınız ki, yabancı paranın esiri oluvermişsiniz.

“Dolarizasyon, dolarizasyon” diyorum sakın ha bunu dolar olarak algılamayın. Dolarizasyonun içine tüm yabancı paralar girer. Ekonomi tabiri olarak size dolarizasyonu ifade etmeye çalışırsam, bunun bir para ikâmesinden başka bir şey olmadığını belirtmek gerekir.

Böyle milli duyguların ön plana çıktığı bir günde Türkiye’mizin dolarizasyonla imtihanını bence gözler önüne sermekte fayda var… 3 Mayıs itibariyle size yurtiçi yerleşiklerin sahip olduğu döviz mevduatını anlatayım da dolarizasyonda nerelere geldiğimizi görelim…

Geçen hafta yerleşiklerimizin yani kişilerin döviz mevduatı 420 milyon dolar artmış… Toplamda kaça ulaşmış biliyor musunuz?.. Tamı tamına 108,7 milyar dolar… Peki kurumlar ne yapmış diye sorarsanız, ben de son bir haftada 1,6 milyar doları banka kasalarına koymuşlar ve toplam mevduatlarını 70,4 milyar dolara yükseltmişler, derim. Yerleşiklerimiz ve kurumlarımızın bankaların kasasında yatan toplam dövizin 179,2 milyar dolar olduğunu söylesem herhalde şaşırmazsınız. Tabi yerleşiklerimizin Türk Lirası’na ilgisini göstermemek de haksızlık olur! Çünkü yurt içi yerleşiklerin 1 trilyon lirası da yine banka kasalarında.

***

Hatırlatmakta fayda var... Dünyadaki parasal organizasyon, gelişmekte olan ülkeleri dolarizasyonla yönetmeye çalışıyor. Kırılganlığı hiç bitmeyen bu ülkelerde devlet de dâhil, kurumlar, fertler borçlarına veya herhangi yaşanabilecek bir finansal krize karşı dolarizasyonla kendilerini güvence altına almayı hayatlarının birer parçası haline getirmiş.

Türkiye’ye geleyim… 1980 yılından itibaren enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde insanlar TL varlıklarını yabancı parayla koruma yoluna gitti ve dolarizasyonun kucağına düştü. Türkiye’de dolarizasyonun yaşandığı en yüksek yıl 2001… Diğer yılları da söyleyeyim… 1994 ve 1995… Tüm kayıtlarda bunu görebilirsiniz. 2002 yılında düşüşe geçen dolarizasyonun maalesef 2010 yılından itibaren yeniden hortlaması hiç hayra alâmet değil.

Dolarizasyon masum gibi görünse de gerçekte ekonomik olarak başka bir ülkenin hakimiyetini baskılayan bir sistem. Nitekim bir zaman sonra yabancı para olmadan yaşama şansınız kalmıyor. Dolarizasyonun verdiği esaretle bazı konularda tavizler vermek zorunda dâhi kalabiliyorsunuz. Taviz vermeseniz ensenizde boza pişiriliyor.

Dolarizasyona esir olmak değil, dolarizasyonu esir etmek öncelikli hedef olmalı. Bunun için de ihracatın ithalatı geçtiği, dış ticaretin açığının fazlaya dönüştüğü ve serbest ticaret anlaşmalarının yaygınlaştığı bir ekonomik modeli ülkeye hakim kılmak şart.

Zira 100 yıl öncesinden bugüne gelen mesaj; “Sakın ha, yabancıya mahkûm olmayın” değil mi?

Bu idrakla 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun, diyorum.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları