Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
Son Yazıları

Devir marka topluluklarının devri

23 Eki 2020

Markanız için bütün fedakârlıkları yapmaya hazırsınız. Bunun için birçok maliyete katlanıyorsunuz. Öyle zamanlar geliyor ki, markanıza dair yaptığınız yatırımlar bütçenizi zorlayabiliyor. Bütün bunlar kabul edilen ve yaşanan gerçekler, laf aramızda olması gerekenler de aynı zamanda.

Şimdi markanız için yeni bir çalışmaya daha girmeniz gerekiyor. Adı da marka topluluğu. Bildiğimiz klan aslında. Yani sizin markanız etrafında toplanmış küçük sosyolojik (tüketici) gruplar. Yaptıkları iş bizim açımızdan oldukça güzel. Bu güzelliğin başında markaya karşı olan aidiyet ve bağlılık geliyor.

Bu bağlılık marka bağlılığından da öte, öyle bir bağlılık ki, sizin olmadığınız ortamlarda markanız için bireysel olarak değil bir topluluk halinde hareket ediyorlar. Markanıza dair temsil gücü bir marka elçisi olmaktan farklı ve ileri bir düzeyde.

Literatürdeki ismi marka topluluğu ya da klan pazarlaması. İşlevi ise şu; bir marka etrafında toplanıyorlar ve toplandıkları markanın pazarlama stratejilerini uyguluyorlar farkında olarak ya da olmayarak hatta yeri geldiğinde markanın haberi bile olmadan markaya yönelik tutundurma çalışmaları geliştiriyorlar.

Yaptıkları iş, Pazar günleri toplanıp, üzerlerine markanıza ait olan marka kimlik unsurlarının yer aldığı kıyafetler giyip, whatsapp grubunda paylaşımlar yaparak sohbet etmek değil. Aslında bugün sadece bu anlamı yok. İlk ortaya çıktıklarındaki işlev ve sahadaki hali bunlardı. Bunlar devam da ediyor. Ancak bugünlerde pazardaki etkinlikleri daha da arttı.

Klan deyince aklınıza ilk olarak ya Harley Davidson ya da Volkswagen Bettle klanları gelecektir. Haklısınız. Bunu kavramı ve pratikteki halini ilk olarak onlar ortaya çıkarttı. Daha sonra artan marka sayısı ile beraber yeni klanlarda eklendi ve eklenmeye devam ediyor. 

Türkiye’de klanların en önemli temsilcileri otomobil markaları. Focus, Civic, İ20, Leon gibi grupların sayısı oldukça fazla ve bu gruplara dâhil olan, aktif olarak bütün etkinliklerine katılan kişi sayısı da. TOFAŞK’ı unutmamak gerekiyor tabi ki.

Geçtiğimiz yıl klanlar üzerinde yapmış olduğum saha araştırmasında grup üyelerinin hem markaya, hem topluluğa hem de topluluktaki bireylere karşı pozitif yönde bağlılıkları söz konusu. Kendisini bu gruplarla ifade eden ve hayattaki varlıklarını bu gruplar ile açıklayan üye sayısı da oldukça fazla. Kendilerini markanın bir elçisi ya da temsilcisi olarak görüyorlar. Aralarında markanın kişilik özelliklerine uygun bir şekilde sosyal ve özel hayatını şekillendirdiklerini ifade edenler bile var. Ayrıca kişiliklerine ve toplum içerisindeki farklılıklarını da yine bu gruplar sayesinde kurulanlar hiç de az değil.  Sadece bu araştırmadan yola çıkarak marka topluluklarının ne kadar önemli olduğunu anlayabilirseniz. 

Markanızın marka topluluğu olması gerekiyor, araştırmalar da bunu ortaya koymuş, ne yana baksanız bir markanın topluluklarını görüyorsunuz. Peki, ama bunu nasıl kurmak ve sürdürmek gerekiyor? İşte kritik soru da burada. 

Her şeyden evvel markanıza karşı önce güven ardından da bağlılık oluşturulması esas. Bunu yaparken de markanıza ait olumlu imaj ve çağrışım ile güven ve bağlılığa giden yolu kanalize etmeniz gerekiyor. Marka kişilik özelliklerinizi belirlerken; sosyal yönü kuvvetli, dışa dönük, yeniliğe açık, sosyal sorunlara ve durumlara karşı duyarlı faktörleri eklemeniz gerekiyor. Nedeni açık. Kişiler kendilerini daha da önemlisi kişiliklerini markalar ile tanımlıyor. 

Ardından onları bir araya getirecek etkinlikler düzenlemelisiniz. Bu gruplarda yer alan kişilerde materyalist eğilimler sıklıkla görülür. Bundan dolayı markanızın logo ve ambleminin yer aldığı bolca hediyeler dağıtmanız gerekli. Bu armağanların kişiler tarafından günlük hayatta kullanılması aidiyetin temelini ve başlangıcını oluşturur. 

Marka topluluğunuzun prensipleri olmalı. Herkes erişememeli. Referansla üye kabul edilmeli. Yani seçme müşterilerinizden olmalı. Topluluk sayesinde öğrenmeli, eğlence, sosyal ve psikolojik fayda gütmeli. Tabi ki ekonomik fayda da.  Bütün yapılanlardan ve markanızdan da haz alması ve markanız ile bütünleşmesi de esas.

Yeni müşteri bulmak zaten zor. Mevcut için mücadele etmek de bana kalırsa riskli. Başka bir markaya gitmesi an meselesi. Ama topluluk ile öyle bir bağlılık oluşturabilirsiniz ki, çocuğuna sizin markanızın ismini bile verir. Benden söylemesi. 

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları