Çin, emperyalizmin yeni temsilcisi olur mu?
Apple marka bir cep telefonun arka kapağında şu ifadeler yazar: "Designed by Apple in California" ve "Assembled in China." Bu iki ifade aslında şunu söylüyor: Cebinizdeki telefon sermaye sahibi olan ABD'de tasarlandı, "ucuz" iş gücünün dünya merkezlerinden biri olan Çin'de ise toplandı, monte edildi yani üretildi.
ABD elindeki sermaye ile Çin ise sağladığı emek yoğun iş gücü ile dünya ekonomisini uzun yıllardır domine etmektedirler. ABD menşeili ve Çin üretimli endüstriyel ya da nihai olan birçok ürün, bugün dünya insanları tarafından yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.
Çin, zamanla üretimin iş gücü (emek) tarafında olmak istemedi. Artık üretimin sermaye boyutuna geçmek istiyordu. Bunun için üç şeye ihtiyacı vardır.
Bunlardan ilki; olumsuz algıları yıkmak ve olumlu algı inşa etmek için kamu diplomasisi. İkincisi, dünyaya Çin menşeili yeni küresel markalar kazandırmak. Sonuncusu ise, büyük veriye sahip olmak ve dünya insanlarının bilgilerine ulaşmak için, teknolojik gelişme.
Hedeflerini bu şekilde belirledikten sonra gerçekleştirmeye başladılar.
İlk olarak zihinlerde kalitesiz ve ucuz algısı yaratan “Made in China” ifadesini değiştirdi. Hemen akabinde ise kamu diplomasisi çalışmalarını hızlandırdı ve “Çin: Potansiyel Bir Süper Güç” ve “Çin Rüyası” çalışmaları ile dünya kamuoyunun karşısına yumuşak güç unsurlarını kullanarak çıktı. Bizzat Çin devletinin finanse ettiği yüzbinlerce genç, ABD, Kanada, İngiltere’ye lisansüstü ve dil eğitimi adı altında kültür ve bilgi transferi için gönderildi.
Bütün bu faaliyetleri devam ederken, iki küresel markayı dünyaya sundu. Alibaba ve tabi ki Huawei. Çok hızlı büyüyen iki marka, kısa süre içerisinde Brand Finance’ın listelerine girmeyi başardı. Ki, bu atağı ile Google tarafından mahrum bırakılmak istenildi ama onu da aştılar.
Son olarak, teknoloji. Uzun uzun örnek vermeye gerek yok. WeChat ile Covid’19 da yaptıkları hepinizin malumu. WeChat ile kendi ülkesinde veri tabanı oluştururken, Alibaba ve Huawei ile de diğer ülkelerdeki kullanıcıların bilgilerine ulaştı.
Askeri anlamda yaptıklarına hiç girmiyorum. En yakınımızdaki Suriye’de ki konumlarına bakmanız kâfi olacaktır.
Çin’in kendi ülke sloganında da dediği gibi, biz potansiyel bir süper gücüz. Bir gün gelecek ve “potansiyel olma” ifadesi kalkacak ve dünyada tek süper güç biz olacağız. Onlar bunu söyledi. Çünkü dünyada hâkim güç olmak için üretimin emek tarafında değil sermaye tarafından yer almak iktiza eder, kapitalizmin de dediği gibi.
Çin, şu an bütün dünyanın savaşını verdiği Covid’19’u kendi tarafına çevirdi. Çin’den her gün yeni görüntüler servis ediliyor. Açılan uçuşlar, metrolar, müzeler falan. Dünya kapılarını kapatırken onlar açıyor. Bilerek endüstriyel üretime kısıtlı olarak başladılar. Tarlalarda çalışıyorlar. Neden mi? Dünyanın kısa süre sonra ihtiyaç duyacağı “yaş ve kuru gıda” üretmek için.
Hani söyleniyor ya sürekli fırsat ve tehdit diye. İşte tehdidin fırsata döndü an Çin için. 2020 yılından itibaren, emperyalist gücün ve sermayenin nasıl el değiştirdiğine şahitlik edeceğiz. Belki de bu ülke Çin olur, kim bilir.