Dolar $
32.54
%0.07 0.02
Euro €
35.08
%-0.09 -0.03
Sterlin £
40.83
%-0.11 -0.04
Çeyrek Altın
3990.64
%-0.04 -1.55
SON DAKİKA
Son Yazıları

Çin aşısından iyi haber geldi

29 Ara 2020

Wall Street Journal gazetesi, Çinli aşı üreticisi Sinovac Biotech Ltd'nin COVID-19 aşısının (CoronaVac) Brezilya'daki son aşama denemelerinde etkili olduğunu açıkladı.

Brezilya’da Sinovac’ın aşısı CoronaVac'ın son aşama denemelerini organize eden Sao Paulo eyaletinin Butantan Enstitüsü yaptığı açıklamada, aşının etkinliğine ilişkin herhangi bir raporun ‘sadece spekülasyon’ olacağını açıkladı.

Gazetenin haberine göre Brezilya, Endonezya ve Türkiye’de de test edilen CoronaVac’ın geç aşama denemelerini tamamlayan ilk ülke oldu. Brezilya denemelerinden elde edilen sonuçlar, CoronaVac’ı uluslararası bilim insanlarının insanları korumak için gerekli gördüğü yüzde 50 eşiğinin üzerine çıkardı.

Başarı oranı yüzde 90’ın üstünde  

São Paulo’daki Ribeirão Preto Tıp Fakültesi’nde sağlık verilerini analiz eden profesör Domingos Alves, “Herkes yüzde 90'ın üzerinde bir etkinlik oranı umuyor. Denemelerin ilk aşamalarından elde edilen sonuçlar çok iyiydi” diyerek bu aşı hakkında olumlu bir açıklama yaptı. 

Wall Street Journal konuyla ilgili haberinde ise “Zengin ülkeler Batılı üreticilerden aşı dozları satın alırken, daha fakir ülkeler umutlarını Çin'e bağladı” şeklinde bir yorum yaptı. Bu yorum oldukça manidar. Çin’in aşısı diğerlerinden daha ucuz olduğu kesin ama bu o aşının kalitesiz olduğu anlamına gelmez. Bir bakmışsın zengin ülkelerin aldığı aşı,yoksul ülkelerin satın aldığı aşı karşısında sınıfta kalmış. Wall Street gibi küresel bir basın markasının böyle bir yorum yapması anlamsız hatta saçma. Burada konu insan sağlığı. İnşallah tüm aşılar belirli oranda da olsa başarılı olur ve insanlık bir beladan kurtulur. Bu bir insani dava, onun aşısı bunu aşısı davası değil. 

Dünyanın ilk aşısı Çin’den yapıldı

Biz korona aşısını konuşurken ODTÜ Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ural Akbulut çok ilginç bir bilgi açıklayarak bilim dünyasında yeni bir gündem yarattı. Ural,  dünyada ilk kez penisilinin üretildiği bir karışımın M.Ö 600 yılında Çin’de kullanıldığını belirterek “Çin’de iltihaplı yaralara küflenmiş soya fasulyesinin püresini yapıştırıp sarıyorlar. Bu şekilde yaralar iltihaptan kurtuluyor. Bunun hangi tür yaralarda kullanıldığı bilinmiyor çünkü kayıtlar fazla tutulmuyor. Bu tür bilgiler halka da açılmıyor. Çin’de bu tür bilgilerin kullanıldığını biliyoruz. 1928’de penisilin bulununcaya kadar iltihaplardan kurtulmak için bunu kullanıyorlar. Penisilin ile veba ortadan kalktı. Çin’de izole edip küf mantarından penisilin elde edilebilse belki de dünya çok daha erken kurtulabilirdi. Bilginin yayılmaması böyle şeylere neden olabiliyor. Tabii bunlar teori” açıklamasını yaptı.

Çin Uluslararası Radyosuna Yaptığı açıklamada Ural, Vebanın yanı sıra çiçek hastalığının dünyaya çok büyük zararlar verdiğini aktaran Prof. Dr. Ural Akbulut, dünyada ilk kez Çin’de kullanılan çiçek aşısı hakkında şunları söyledi: “Çiçek de tüm dünyaya zarar vermiş. İnsanların yüzündeki o çiçek yaraları çok kötü görüntülere neden olurdu, ıstıraplı bir hastalık. Çiçek aşısının tam tarihini bilmesek de M.S. 1000 yılında Çin’de bir devlet adamının çocuğuna yapıldığına dair belge var. Geleneksel tıpla ilgili olanlar yapıyorlar bunu. Bu aşının başarılı olduğu da biliniyor ama detayını 1500 yılındaki belgelerden öğreniyoruz. Yara kabuklarını topluyorlar, kurutuyorlar, çiçek yapraklarıyla birlikte öğütüp çocukların kollarında çizik açarak oraya toz kapatılıp sarılıyor. Diğer yöntemdeyse çocukların burnundan üfleniyor. Hatta kızların sol burnundan bir gümüş boruyla üflüyorlar, erkek çocukların da sağ burundan üflüyorlar. Bu aşının yapıldığını biliyoruz. Aşının tarihi yazıldığında Çin’den daha az bahsediliyor.” Dedi.

Aşı, 1650 yılında İstanbul’a geldi

Aşının Çin’den İstanbul’a geldiğini belirten Prof. Dr. Akbulut, “1650’lerde geldiği biliniyor fakat haberleşme fazla olmadığı için belli grupların yapmış olabileceği düşünülüyor. 1718’deki belgeye göre, İngiltere Büyükelçisi’nin karısı Lady Montagu’nun oğluna İstanbul’da aşı yapılıyor. Aşı için gidilirken elçiliğin doktoru da gidiyor öğrenmek için ve böylece aşı ilk kez dünyada bir ülkeden bir başka ülkenin insanlarına aktarılmış oluyor. Keşifler, o dönemde biraz gizli tutuluyor. Oysa bilgi paylaşıldıkça gelişir. İstanbul’a Çin’den gelen aşı, böylece İngiltere’ye geçiyor. 1721’de İngiltere'de kullanılmaya başlanıyor” diyor.

Akbulut’un ilginç aşı yorumu

İngiltere’de aşı uygulamasının başlamasının ardından Rahip E. Massey’in “Hastalıklar tanrının verdiği bir cezadır, aşı yapıp çocukların hastalanmasını engellerseniz tanrıya karşı çıkmış olursunuz” diyerek dindar insanları etkiliyor. Zamanla ‘aşı kötüdür’ yaklaşımı ABD’ye de sıçrıyor. Hatta Aşı Karşıtları Derneği kuruluyor” bilgisini veren Prof. Dr. Akbulut, her şeye rağmen devletlerin bilime inanıp aşıyı zorunlu hale getirdiğini söylüyor. Aşı karşıtlığının temelinde batıl inançların olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akbulut, Pakistan’da bir anne ve kızın aşı yaptırmak istedikleri için öldürülmesini buna örnek olarak gösterdi. Prof. Dr. Akbulut son olarak, Covid-19 aşısının küresel salgını durdurmak için önemine de işaret ederek, aşılar sayesinde her yıl 3 milyon insanın ölmesinin engellendiğini ve Covid-19 aşısı yaptırmanın büyük önem taşıdığının altını çizdi.

+++

Yaşlılara akıllı telefon kursu

Çin, dünyanın en çok cep telefonu kullanan ülkelerinden biri. Müthiş bir Pazar yapısı var. Akıllı telefon kullanımı gençlerde zirve yapıyor ama her ülkede olduğu gibi orada da yaşı orta ve üstü olanların akıllı telefonlarla pek arası iyi değil. Bunun üzerine devlet dijital dönüşüm yaşanan dünyanın dışında kalmamaları özellikle yaşlılar için dijitalleşme kursları düzenleme kararı aldı.

Çok ilginç ama verim getirebilecek bir uygulama. Akıllı telefondan yararlanmayı bilmek, Çin’in yaşam standartlarından biri oldu. Elektronik alışveriş bu ülkede gittikçe artıyor. Buu yılın üçüncü üç aylık döneminde toplamın yüzde 24,3’ü elektronik alşveriş oldu.  Cep telefonları önemli kılan bir başka özellik ise fiziki para kullanımının giderek azalması. WeChat ve Alibaba gibi ödeme aplikasyonları büyüklü küçüklü tüm satış mekanlarında mevcut.QR kod aracılığı çok rahat biçimde tüm ödemeler yapılıyor. Öyle bir hale gelindiki bir vatandaş artık pazardan aldığı bir demet soğanın bile bedelini telefonunu satıcının karekoduna göstererek ödüyor.

Şimdiden önlem alınıyor  

Yapılan projeksiyonlara göre Çin’de emekli nüfusu 2025 yılında 300 milyona varacak. Bu neredeyse Birleşik Devletler'’n nüfusu kadar.Çok ciddi bir rakam. Bu emeklilerin alım gücü ise toplamda 600 milyar Euroyu aşacak miktarda. Dolayısıyla bu nüfusun da adımlarını, normal ekonomi çarklarının işleyişine uygun biçimde atması gerek. Bu nedenle devlet geleceği düşünerek şimdiden toplumun tamamına internetten alışveriş ve ticaret yapmayı  öğretme çabasına girdi.

Benzer bir sıkıntı aslında gelecekte Türkiye’yi de bekliyor. Şu an çok genç bir nüfusumuz var ama yaklaşık 20 yıl sonra bu denge değişecek ve bizim de hatrı sayılır bir yaşlı nüfusumuz olacak. Bu nedenle bu nüfus için şimdiden toplumsa planlamalara başlamak lazım.

++++

Karantina bitti tüketim başladı

2020 yılında yaşanan karantina şartları ve kısıtlamalar tüm dünya ekonomisini çok derin etkiledi. İnsanlar harcamalarını yapamadı, bir başka deyişle çok önemli ürünlerin alışverişi ertelenmek zorunda kaldı. Bu ertelenen harcamalar karantina sonrasını bekliyor. Karantina ortamından ilk kurtulan ülke Çin oldu. Orada da bu ertelenen harcamalar yavaş yavaş tüketime dönüşmeye başladı.

Ertelenen harcama kalemlerinin başında lüks tüketim ürünleri geliyor. 2020 yılında Çin’in kişisel lüks mal pazarının yüzde 48’lik bir büyüme göstererek yaklaşık 346 milyar yuana ulaşacak. Bunun küresel pazardaki payı geçen yılki yüzde 11’den neredeyse iki katına yani yüzde 20’ye denk geliyor. Alibaba’nın TMall alışveriş platformu ve danışmanlık firması Bain tarafından açıklanan rapora göre, Çin lüks pazarının bu yıl yüzde 48 büyüyerek yaklaşık 52,9 milyar dolara ulaşacağı belirtildi.

İntikam harcaması

Geçen yıla kıyasla valiz, deri ürünler ve mücevherler yüzde 70 ile yüzde 80 satış artışıyla başı çekerken, giyim ve ayakkabı büyümesi yaklaşık yüzde 40 ile yüzde 50, güzellik ürünleri yüzde 25 oranında bir büyüme gösterdi. Buna ek oalrak seyahat kısıtlamaları da, Çin’deki satışların artmasına yardımcı oldu. Artışaı onlar ‘intikam harcamaları’ olarak adlandırdı. İnsanlar haftalarca süren kilitlenmelerden çıktıkça bastırılmış talep serbest kaldı. İntikam harcaması değişik bir adlandırma. Aslında bu tüm dünya insanlarında var. Bir süre bir şeyden mahrum kaldıklarında ona olan özlem daha da artar ve belkide eskiye göre daha da fazla tüketim yapar. Karantina sonrası bu tüm dünyada yaşanacak. Özellikle turizm alanında covid-19 kontrola altına alındıktan sonra tüm dünyada ve Türkiye’de çok büyük bir harcama patlaması yaşanacaktır.

+++++++

Spotify gözünü Asya’ya dikti

Dünyanın en büyük dijital müzik platformu bir yandan dünyada pazar liderliğini korurkan diğer yandan da Pazar payını daha da büyütmenin yollarını arıyor. Bu Pazar payını büyütmenin de tabii ki yollarından biri de Asya pazarı. Bir yandan Çin pazarına girmek için hayaller kuran Spotify diğer yandan da çevre ülkelerde atağa geçiyor. Bu konuda son atağı Güney Kore’de oldu.

Geçtiğimiz hafta Asya stratejisini açıklayan Spotify yaptığı açıklama ile önümüzdeki yılın ilk yarısında hizmetlerini Güney Kore’ye genişleteceğini duyurdu.

K-Pop rekorlar kırıyor

Açıklamada 2014 yılında ilk K-Pop çalma listesinin piyasaya sürülmesinden bu yana toplam 180 milyar dakikadan fazla stream edildiği ve 120 milyondan fazla çalma listesine K-Pop parçaları eklendiği ve son altı yılda K-Pop dinleme oranının % 2.000 arttığı ifade edilerek, çok yakında, 2021’in ilk yarısında Güney Kore’de Spotify’ın piyasaya sürülmesiyle türün ana vatanına “Annyeong haseyo” veya “Merhaba” denileceği belirtildi. 

Güney Kore lansmanı, bir yandan Koreli dinleyicilere 60 milyondan fazla parçaya ve 4 milyardan fazla çalma listesine erişim sağlayacak diğer yandan, Koreli sanatçıların yerel müzik hayranlarına ve Spotify’ın dünya çapındaki 320 milyon dinleyicisine ulaşmasını sağlayacak. Ayrıca Kore’deki dinleyicileri dünyanın dört bir yanından sanatçılara ve müziklere bağlayacak. 

Türkiye’de de yükselişte

K-pop dünyayı etkisi altına almaya devam ediyor. Endüstrideki Pazar payı gittikçe büyüyor. Türkiye’de belki abartılı bir payı yok ama belirli bir dinleyici kitlesi var. Mesela hiçbir alanda müzik dergisi yok, standart bir müzik dergisi bile yok ama iki tane K-Pop içerikli dergi yayınlanıyor. Bu dergilerde şaka maka iki yıldan uzun bir süredir yayınlarına devam ediyor. Yani K-Popu hafife almamak lazım.

++++

Dünyanın en çok lisans üstü kadın öğrencisi hangi ülkede?

Lisansüstü “business (işletme)” eğitimi konusunda dünyanın en önemli akreditasyon kurumlarından biri olan AMBA tarafından yapılan araştırmaya göre, dünyada lisans üstü eğitimi alan kadın öğrenci sayısında Çin, ilk sırada yer aldı. AMBA tarafından yapılan bir araştırmaya göre, dünya çapında lisansüstü işletme eğitimi veren okullara talep, 2018-2019 yılları arasında okul başına ortalama yüzde 7 arttı.

Araştırma kapsamında dünyanın beş kıtasında 237 okul ele alınarak artışlar değişik yönleriyle incelendi. Araştırma konusu iki ders yılı (2018 ve 2019) arasında AMBA tarafından akredite edilen okul sayısı, dünyanın en çok bu türden okuluna sahip ABD’de 2, Kanada’da 3, Meksika’da 5 olmuş. Buna karşılık Çin’de akredite edilen okul sayısı 43, Birleşik Krallık’ta 38, Rusya’da 14, Hindistan’da 12 ve Almanya’da 6 . 

Bu araştırmada en ilginç konu ise kadın öğrencilerle ilgili açıklanan veriler oldu. Küresel düzlemde bu okullara lisansüstü eğitim için başvuran kadın öğrenci oranı yüzde 40, kabul edilip kaydedilenler ise yüzde 38. 2018 yılından 2019 yılına kadın başvuru oranı yüzde 2, kaydedilenler ise yüzde 1 artmış. 

Asya ve Afrika yükselişte 

Yüksek lisans eğitimi için başvuran ve üniversitelere kaydedilen kadın öğrenci oranı Çin’de yüzde 50 ve yüzde 49 iken bu oranlar ABD’de yüzde 43 ve 41; Avrupa’da iki kategori için de yüzde 33. Afrika’daki, Asya’daki ve Ortadoğu’daki kadın öğrenci oranı da Avrupa’dakinden yüksek. 

Bu veriler dünyada artık eğitimin tüm ülkeler tarafından önemsendiğini hatta Avrupa dışında kalan coğrafyalarda daha fazla önemsendiğini gösteriyor. Tabii ki Avrupada ki genç nüfusun az olması, AB ülkelerinin eğitim konusunda doymuş bir pazar olmasınında bunda rolü var. Özetle Asya ve Afrika ülkeleri “bu dünyada bende varım” demek adına eğitime fazlasıyla önem veriyor. 

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları