Dolar $
32.48
%-0.18 -0.06
Euro €
34.97
%0.37 0.13
Sterlin £
40.79
%0.28 0.11
Çeyrek Altın
3991.5
%0.85 33.22
SON DAKİKA
Son Yazıları

Bu sistem ekonomiyi daha ne kadar taşıyabilir?

08 Kas 2020

Ekonomideki yeni dönüşüm sürecinde "katılım finans" konusuna yeniden bir nazar etme mecburiyeti doğdu. Kur – enflasyon – faiz üçgeninde dalgalanmalara baktığımda ülkeleri başta borçlanma olmak üzere birçok çıkmazın içine sürükleyen mevcut piyasa mantığının farklı bir yol izleme noktasında kendini zorlaması gerektiğini düşünüyorum. Hatta bu kadar sıkıntı çeken ekonomilerin, faizi dışlayan "katılım"a tam anlamıyla ne zaman yöneleceğini de merak etmiyor değilim!

Ekonomideki yeni dönüşüm sürecinde “katılım finans” konusuna yeniden bir nazar etme mecburiyeti doğdu. Kur – enflasyon – faiz üçgeninde dalgalanmalara baktığımda ülkeleri başta borçlanma olmak üzere birçok çıkmazın içine sürükleyen mevcut piyasa mantığının farklı bir yol izleme noktasında kendini zorlaması gerektiğini düşünüyorum. Hatta bu kadar sıkıntı çeken ekonomilerin, faizi dışlayan “katılım”a tam anlamıyla ne zaman yöneleceğini de merak etmiyor değilim!

Geçmişte de bu mevzuyu çok işledim. Üretime sağlam kaynak aktarmak, istihdam imkânlarını genişletmek ve kayıt dışılığı azaltmak anlamında birçok sorunu çözeceği gözlenen katılım sektörüne niçin fazla ilgi duyulmaz, hizmetlerinden gereği şekilde faydalanılmaz, hakikaten anlayamıyorum… Ya idari ya imani ya da ifade zafiyetinde noksanlıklarımız var diye düşünüyorum.

***

Nitekim bir yazımda, “Faizsiz finansın, geleneksel finans sistemine göre güçlü tarafı küresel kalkınmanın finansman ihtiyaçlarını karşılama misyonu ve özellikle KOBİ’leri destekleme konusundaki seyyaliyeti, isteği ya da bir başka ifadeyle iştahı… Madem Türkiye’de ekonomi KOBİ’ler üzerinden yürüyor, o halde faizsiz finans müesseselerinin şimdiye kadar daha fazla yol alması veya aldırılması gerekmez miydi?” diye sormuşum… Ancak hiçbir makamdan bu zamana kadar beklediğim gereken cevabı alamadım!

Malûmunuz dünya bir koronavirüs salgını yaşıyor ve üretim giderek düşerken küresel ekonomi süratle krize sürükleniyor. Üretimden ziyade borçlanmayı körükleyen bir finansal sistem daha nereye kadar ekonomiyi finanse edebilir? Mezkûr sistem ekonomiyi daha ne kadar taşıyabilir?

Faizsiz finans kurumlarını konvansiyonel bankacılıktan ayıran özellikler var elbette. Ama en önemli fark, zor ekonomik şartlara uyum sağlamada insanların önünü açması ve çözümler üretebilmesi. Sadece ve sadece verimliliğe odaklanan faizsiz finans sektörüne daha fazla kulak verilmesi lüzumu her geçen gün daha fazla önem arz ediyor.

***

Ekonomilerde trendin aşağı meylettiği günümüzde faiz sisteminin hayattan tamamen çıkarılarak gerçek üretim ekonomisine geçilmesi yani bir devlet politikası olarak sistemleştirilmesi gereğini zorluyor. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada piyasalardaki kaosun asıl sebebinin sistematik olduğu apaçık ortada. Dolayısıyla sistematik sorunu çözecek de hükümetler, devletler…

Katılım sektörünü ayağa kaldıracak birçok argüman bugün elimizin altında. Sigorta pazarı faizle dönen bir çark içinde yürütülüyor. Halbuki trilyon dolarla ifade edilen bu sektör faizsiz sisteme dönüştürülse ekonomiye ciddi bir kaynak oluşturulmuş olur. İşi yapmak da kolay… Dijitalleşen dünyada devasa gibi görünen işler o kadar hızlı ve hata oranı çok düşük şekilde yapılıyor ki… Bunu herkes biliyor.

Aynı doğrultuda yapay zekâ ve verilerdeki teknolojik gelişmelerin kullanılarak kârlı, ölçeklendirilmiş ve çeşitlendirilmiş bankacılık kurumlarının oluşturulması âdeta faizsiz finans için biçilmiş kaftan… Tabi ki anlayıp, işi organize ve icra edebilene!

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları