Ölüm oranlarına baktığımızda ne yaşlı ne genç fark ettiğini görüyoruz. Hastalık son safhaya geldiğinde anlaşılıyor ve iş işten geçmiş oluyor. İnsanlar sokaklarda parklarda oldukları yerde ölüyorlar. En kötü senaryodan bahsedeyim. Evde geçirdiğimiz süreçte sevdiklerimizden uzak yaşıyoruz, sarılamıyoruz yanlarında olamıyoruz. Hal böyle iken, koronadan ölenlerin cesetlerini ceset torbasına koymak zorundalar. Son kez sevdiğin insanı göremeyeceksin kefenlenemeyecek, cenazesi olmayacak belki de... Türkiye’de ceset torbalarıyla toprağa gömülüyor. Son yazımda bahsettiğim gibi bırakın mezarlığı bazı ülkelerde insanları imha ediyorlar. Öldükten sonrada akciğerler de virüsün yaşadığı tespit edildi. Bu durumda hiçbir insan ölmek istemez herhalde. 

Hükümetin önceliği sağlık çalışanlarına sahip çıkması bu süreçte çok önemli, doktorlara ve hemşirelere bu virüsün bulaştığını medyadan duyuyoruz. Özel hastanede çalışan Doktor Dilek Öksüz’ü kaybettik. Büyük bir özveri ile gece gündüz dinlenmeden çalışıyorlar. Ailelerine bulaştırmamak adına uzak yaşamak zorunda kalan fedakâr sağlık çalışanlarımızın hakkını ödeyemeyiz. 25- 30 TL olan maskeleri 250 -300 TL ye alıyorsa stokçuluk ya da karaborsa yapanlara devletimiz göz açtırılmıyor daha dün insan sağlığını tehlikeye atanlardan 160 kişi gözaltına alındı. Mağduriyetten nemalanan bu insan bile denilmeyecek kişilerin tek dertleri ceplerini doldurmak. 

Diyanetin başlatmış olduğu yatsı ezanından sonra yapılan ‘dua çağrısına dil uzatan kendini bilmez insanların ‘dualarınız gelsin kurtarsın’ gibi cahilce laflar ediyorlar. Bu beyinleri virüslü insanların bilmiyorlar ki, dua etmek, tevekkül, tedbirle beraber alınır. Yani sen tedbirini alacaksın ne yapılması gerekiyorsa yapacaksın, takdir içinde Allah’a dua edeceksin. İnançsızda olsan inanan insanları eleştirme hakkına sahip değilsin Kafirun suresi 6. Ayetinde yazdığı gibi “sizin dininiz size, benim dinim bana… Kaldı ki evde kaldığımız süreçte ruhsal bunalım geçirenler için dua bir terapi yöntemidir. Evde kalmamız gereken dönemde günlük çalışan vatandaşların mağduriyeti giderilmeli, evlerine ekmek getirmek zorunda kalan insanlar her gün çalışmak zorunda, bırakın evde kalmayı ay sonunu nasıl getireceğinin hesabını yaparken gönüllü karantina için ikna edemezsin. Yardım yapılacaksa da insanları evlerinde kalması gereken zamanda bir an evvel yapılması gerekiyor ki mağdur olmasınlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında, en düşük emekli maaşı bin 500 TL ye çıkardı. Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ramazan bayramından öncesi ikramiyelerinin 7-11 Nisan da hesaplarına yatırılacağını söyledi. Emekli maaşımı evde almak istiyorum diyen emekliler için başvuru e devlet üzerinden yapılacak. Maaş promosyonu dönemi olduğu için artan banka değişikliği başvuruları e-Devlet'ten yapılabilecek. SGK'nın açıklamasında tüm emeklilerin talep etmeleri halinde maaşlarının evde ödeneceği duyuruldu. Özellikle yüksek risk grubundaki yaşlılar için elektronik ortamda işlemler genişletildi.

Sosyal medyada dini istismar ederek insanları kandırmaya çalışan topluluk türedi. “Rüyasında peygamber efendimizi gördüğünü” söyleyip “şunu içersen virüs olmaz, şunu yersen virüs bulaşmaz” gibi insanlara itibar etmeyiniz. Bunların yaptığı şarlatanlıktan başka bir şey değildir. Hükümetimiz gereken tedbirleri alsa da insanların kararlı olmaları belirleyecektir. Duyarsız davranan insanların piknik alanlarından uzaklaştırmak için yasak getirildi. Artık toplu halde bir arada bulunamayacaklar. Gönüllü karantinaya uyduğumuz sürece yasaklarda olmayacaktır. Evimizin rahatlığında çay ya da kahve eşliğinde kitap okumak ya da film izlemek varken hastane yataklarında tavandaki ışıkları izlemeyi kim ister…