Dolar $
32.56
%0.13 0.04
Euro €
34.86
%0.62 0.21
Sterlin £
40.61
%1.1 0.44
Çeyrek Altın
3985.59
%0.5 19.47
SON DAKİKA
Son Yazıları

Bir vatanperverlik göstergesi: Tüketici etnosentrizmi

21 Ara 2019

Kemal Sunal'ın 1991 yapımı olan "Varyemez" filminde güzel bir sahne vardır. Kemal Sunal'ın canlandırdığı Rakıp Elibol, TRT'de yayınlanan ekonomi üzerine gerçekleşen bir söyleşiye katılır. Programda şu şekilde bir diyalog gerçekleşir;

Moderatör: Sayın Rakıp Elibol, başarılı bir iş adamı olarak gençlerimize nasıl bir tavsiyede bulunacaksınız?

Rakıp Elibol: Önce tasarruf. İşten artar dişten artmaz, demişler. Yerli malı varken markalara rağbet etmesinler.  

17 Şubat 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlığında İzmir İktisat Kongresi düzenlendi. Kongrede, “yerli üretimin arttırılması ve yerli ürünlerin kullanılmasının teşvik edilmesi” kararı çıktı. Alınan karardan sonra yerli malı üretimi ve kullanımı ile alakalı çeşitli uygulamalar gerçekleştirildi. 1946 yılında ise; 12-18 Aralık tarihleri arasında “yerli malı haftası” kutlanılmaya başlanıldı.

Ancak küreselleşmeyle beraber farklı ülke menşeili birden fazla marka pazarlarımızda yerini aldı. Özellikle uluslararası markaların sahip oldukları güçlü marka imajı ve kullanımında kişide sağladığı prestij, tüketicinin satın alma kararlarını doğrudan etkiledi. Yabancı menşeili markalara karşı gerçekleşen bu tutum ve davranış “tüketici etnosentrizm” kavramını ortaya çıkardı. Etimolojik kökeninde “millet ve ırk” kavramları yer aldığı etnosentrizm aslında yarım asırdır kutladığımız yerli malı haftası ile aynı felsefi temele dayanmaktadır.

Öyle ki, tüketici etnosentrizmine sahip olan bir tüketici, yabancı marka satın almayı vatana ihanet olarak kabul ediyor. Hatta vatanına ve milletine karşı bir sorumluluk olarak gördüğü yerli malı tercih etme ve kullanma bir yaşam biçimi haline geldi. Yabancı menşeili ürünlerin tercih edilmesi, ülkede işsizliğe, yabancı hayranlığına ve ürünün menşei olan ülkenin kültürel davranışlarının ülkece benimseneceğine dolayısıyla ülke değer yargıların yok olacağına inanılmaktadır. Burada önemli olan nokta, satın alınmak istenilen ya da satın alınan ürünün içeriği değil de, ülke menşeine bakılması durumudur. İşte bu yüzden Çin menşeili ürünlerin uluslararası pazarlarda imaj kaybettiği düşünüldüğünden Çin hükümeti, ülke menşeini “Made in P.R.C.” olarak değiştirdi. 

Tüketici etnosentrizmi, yalnızca kişinin kendi ülkesine ait menşei olan ürünleri içerisinde barındırmıyor. Çeşitli nedenlere bağlı kalarak sevdiği ya da sempati duyduğu ülkelerin ürünlerine karşı da sahip olunan hassasiyetin temelinde de yine tüketici etnosentrizmi yatmaktadır. Dinsel ve kültürel farklılıklar, tarihsel süreçte yaşanılanlar, ülkelere ait ideolojik faktörler, devlet ve hükümetlerin ülkelere karşı tutumları da yabancı ürün kullanımına engel olduğu da bir gerçektir. 

Küresel bir ekonomik sistem içerisinde yerli malı kullanmamak denildiği gibi vatana karşı bir ihanet mi? Ülke müdafaası için yerli malı kullanmak önemli bir araç mı? Yabancı ürün tercih etmek toplumsal ahlaka aykırı mı? Acaba Rakıp Elibol, gençlerimizi yerli malı kullanımına teşvik etmesinde bir hikmet var mı? Karar sizin.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları