Avucumuzdaki zenginlik!
Madencilik ile ilgili çok yazı kaleme aldım ve özellikle "milli madenciliği" cümlelerimden hiç eksik etmedim. Gündem olması hasebiyle bugün yine madencilik üzerine bir iki kelam edelim diyorum.
Evet, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk kalkınma planı 11. Kalkınma Planı şu anda TBMM’de. 2019 – 2023 dönemini kapsıyor. Planda maddeleri tek tek inceledim… Bende oluşan kanaat şu… “Hayata dokunan bir plan” ortaya konmuş… Planın en çok dikkatimi çeken tarafı ise bana göre “madencilik”… Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 95 yıldır bîhakkın üzerine gidilemeyen madenciliği masaya yatırmış… Umuyorum ki, 2023 yılına kadar sektör ile ilgili hiçbir sorun kalmayacak ve Türkiye zengin ülkeler gibi madenciliği ekonomisinin merkezine yerleştirecek.
11. Kalkınma Planı ile birlikte 95 yıllık madencilik serüvenimizin nereye geldiğini merak etmedim değil. Dolayısıyla planın madencilik kısmına göz attım. Hoşuma gitti!.. En azından madencilikte millilik daha fazla öne çıkmış ve elimizdeki kaynakların bulunup kullanılması konusunda acil eylem planları gündeme alınmış…
***
Hele “Maden Yatırım Ortaklığı” modelinin hayata geçirileceğini ve madenlerde güvenliğin üst seviyede ele alınacağını okuyunca, içim rahatladı kardeşim!
“Maden Yatırım Ortaklığı”, kamu ve özel sektör maden arama faaliyetlerinin artırılabilmesi için finansal riskleri azaltmaya yönelik bir mekanizma. Söz konusu mekanizma uluslar arası standartlarda maden arama ve işletmesini mümkün kılacak. Yatırım güvencesini sağlamaya yönelik izin formaliteleri basitleştirilerek yatırım süreçleri hızlandırılacak ve yatırımcı üzerindeki idari yükler azaltılacak. Madencilik faaliyetlerinde bürokrasi rafa kalkacak, izin, ruhsat ve lisans işlemlerinin hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için altyapı kurulacak…
Planda ayrıca havza madenciliği ve yakın sahalardaki faaliyetlerin maliyet etkinliği ve iş güvenliğinin artırılmasına yönelik çalışmaları da içine alan tedbirlerin yanında firma ve işletme ölçeklerinin büyütülmesinin özendirilmesi, firmaların teknik ve mali yapılarının güçlendirilmesine yönelik tedbirler de unutulmamış olmasının sektöre ivme kazandıracağını düşünüyorum. Maden rezerv haritalarının yenileneceğini de tahmin ediyorum.
***
Madencilik öyle bir sektör ki, sanayi, teknoloji, enerji, tarım, inşaat gibi temel iş alanlarının girdilerini, tedariğini sağlıyor. Gelişmiş ülkelere baktığımızda da tamamı madenciliği ekonomilerinin merkezine oturtmuş… “Madencilik temel sektör” demişler.
Madem yeni bir kalkınma planı ortaya koyduk… O halde gelişmiş ülke olma yolunda da yeni bir atılım içine girmemiz gerekiyor. İşte bunun tek yolu madencilik… Başka hiçbir sektör Türkiye’yi zengin ülkeler statüsüne yükseltemez. Zira ülkedeki temel ekonomik sorunları ortadan kaldırmada tartışmasız öne çıkan madencilik, ülkemizi finansmana ulaşmada, borçluluğu azaltmada, işsizliği önlemede ekonomik ve sosyal olarak da etkin bir iş alanı portresi çiziyor.
Şimdi bazıları “Maden fakiri bir ülkede neden bahsediyorsun… Ülkeyi baştan aşağı sorunlardan çekip çıkaracak hangi madenimiz var ki böyle atıp tutuyorsun?..” diye soracak.
Bir çırpıda özetleyeyim… Aynı konuyu önceki yazılarımda da sık sık kaleme almıştım… Bakınız; dünyada ticareti yapılan 90 madenden 77’si Türkiye’de… Resmi rakamlara göre; ülkemizde 3 milyar ton bor (dünya rezervlerinin yüzde 72’si), 6 bin 500 ton altın (potansiyelin yüzde 10’una ulaşılabildi), 10,5 milyar ton linyit, 2 milyon ton metal bakır, 1,5 milyar ton demir, 41 milyon ton krom, 151 milyon ton kuvars, 7,2 milyar ton kaya tuzu, 1 milyar ton sodyum sülfat rezervi var…
***
Tabii Türkiye’nin altın madeni memleketi olduğunu çoğu kimse bilmiyor. Altın rezervi açısından dünya ikincisi olan Türkiye’miz altın ithalatı yaparak ihracat gerçekleştirebiliyor. Genel seyri vermesi açısından 2017 rakamlarını paylaşacağım. Buna göre söz konusu yılda 164 ton altın ihraç ettik, ithalatımız da 421 ton.
Üretime gelince… 95 senede 6 bin 500 tonluk rezerv içinde yıllık en fazla 33,5 ton üretime ulaşabildik. 2001 yılından bu yana altın üretimi hali hazırda 300 tona ancak geldi. Bu arada Merkez Bankası rezervinin de 565 ton olduğunu hatırlatayım.
Yine zenginlik kaynaklarımızdan mermer ve doğal taşlarda ise yine dünyanın öncü ülkeleri arasındayız. 80 bölgemizde 150’den fazla farklı renk, desen ve kalitede mermer rezervleri çıkarılmayı bekliyor. Ülkemizin toplam mermer potansiyeli 5 milyar metreküp.
İşte 11. Kalkınma Planı, maden ülkesi Türkiye’de bundan dolayı öne çıkıyor. Planda madencilik hedefi açıkça, “Sektörde ham madde arz güvenliğinin sağlanması ve madenlerin yurt içinde işlenerek katma değerinin artırılması yoluyla ülke ekonomisine katkısının geliştirilmesi amaçlanıyor” şeklinde özetleniyor. 2018 yılında yüzde 0,85 olan madencilik katma değerinin 2023 yılında GSYH içinde yüzde 1,3’e çıkarılacak olması ve 3,4 milyar dolarlık maden ihracatının 2023 yılında 10 milyar dolara yükseltilme hedefi planın değerini ortaya koyuyor. Potansiyelimize göre hedef küçük olsa da işe başlamak bile büyük önemi haiz.
Madencilik politikası ve maden hukuku ekonominin can damarı… Resmen avucumuzdaki zenginlik! Madencilikte yeni stratejilerle planı yaptık. Bundan sonrası üretmeye kalmış... Haydi hayırlısı…