Bukalemun gibi renk değiştiren koronavirüs, mutasyona uğraması ile daha çok bulaşıcı olduğunu öğrendik. Aşı vurulmanın kararsızlığını yaşarken AB Kovid-19 aşısının ihracatını kontrol etme çabası aşı savaşının çıkmasına sebebiyet verecek. Anlaşılan o ki aşıda yaşanan çeşitlilik “elimizde kalmadı maalesef size başka bir aşı verelim” gibi alternatifler sunulmaya başlandı. Şunu ifade etmeliyim ki aşı üretiminin yetersizliğinden dolayı uzun süre gündemde kalacağı ve aşı savaşlarının devam edeceğidir.

Yeni tanıştığımız İngiltere mutasyonu ile birlikte Brezilya ve Güney Afrika eklendi. İngiltere mutasyonun masumiyeti konuşuluyor hiç de masum görünmüyor. Sağlık bakanı Koca’nın açıklamasına göre 17 şehirde görüldüğünü ifade etti. Bulaştığı kişi sayısı belirtilmezken öldürücü olasılığının tahminler üzerine konuşuluyor. Bu da insanlar üzerinde tedirginlik oluşturuyor. Doktorların ve bilirkişilerin ifadelerine göre Koronavirüsün mutasyona uğrayarak yok olacağından bahsediliyordu, maalesef daha çok güçlenerek geliyor. Mutasyon virüsünün bulaşma riski daha fazla maske kullanımı, sosyal mesafe, hijyenik tedbirlere 2 kat daha fazla dikkat edilmeli ve bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir. Belirtileri ise tam olarak bilinmezken üst solunum yollarını etkilediğinden bahsediliyor.

Normalleşme sürecine odaklanılması, lokantaların ve eğitimin açılması tartışılırken yeni virüsün bulaşma riskinin yüksek olması ve ne kadar büyük risk taşıdığı insanlara yansıtılmadığı ortada… Hastanelerin yoğun bakım üniteleri ise hasta sayısının yüksek olmasından dolayı yetersiz kalmakta… 

 Üzülerek belirtmeliyim ki aşı üreticilerin de aşılarının mutasyonlu virüse karşı etkisi konusunda net bir açıklama henüz yapılmış değil. Moderna ve Pfizer ürettikleri aşıları mutasyonda denediklerini ve hepsinde de aşılarını etkili bulduklarını açıkladılar. Fakat İngiltere ve Güney Afrika’da ne de Brezilya’da tespit edilen mutasyonlu virüslere karşı başlattıkları antikor çalışmalarının sonuçlarını henüz açıklamadılar. SinoVac/Çin ve Sputnik/Rus aşı üreticilerinden ise henüz bir açıklama yapılmadı.

Yeni virüsün tehlike düzeyinin kanıtlanmış bilgilisine sahip değiliz. Ancak daha çok bulaşıcı olduğu düşünülüyor. Londra’da vaka sayısının dörtte biri mutasyon virüsü oluştururken 1 ay sonra üçte ikiye çıktığını ifade etmeleri bulaşma hızının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

Yeni tedbirlerin alınması konusu gündemde iken okulların açılması ne kadar doğru insanı düşündürüyor. Üstelik üniversitelerin açılması konusunda şehirlerin her bir yerinden insan selinin akın edeceğini ve bir araya geleceğini düşünmek bile alınan bütün tedbirlerin bir anda çöpe gideceğini gösterir. Kademe kademe yapılan aşılamanın ne kadar etki edeceği bilinmezken yeni virüsle birlikte bir bilinmeze doğru gidiliyor. Tahminler üzerinden insanların hayatını göz ardı etmek sorumluluğu üniversitelere bırakmak ne kadar doğru olabilir. 

Okulların ve üniversitelerin açılmasına izin verilecek olursa, alınacak önlemler ve kararlar ne kadar ciddi ve sert olursa olsun vaka sayılarının ve ölüm oranlarında yakalamış olduğumuz olumlu gelişmelerinin yerine yeniden sayısal patlamalara bırakacaktır.