“Bu virüs hayvanlardan geçmez.” Bu hayvanlar evcil yetiştirildiği için sokakta yaşamlarını idame ettiremezler. Her zaman bir insanın bakımına muhtaç olduğu için sokaklarda açlıktan ölmeye mahkûmlar. Sahipleri bunu bilerek ölüme terk ediyorlar. Ya da sevimli cana yakın dostlarımız küçük bir kafesin içinde yaşamlarını sürdürmek zorunda kalacaklar.

Sokak hayvanlarını da evde kaldığımız bu süreçte unutmamak gerekir. Herkesin evlere çekildiği, sokaklar boşaldığı için bu dönemde dışarda bir sürü canlı yaşadığını aklımızın bir köşesinde unutmayalım. Bizlerin koyacağı bir kap su ve bir kap yemeğe bakıyorlar. İnsanlar gibi acıktıklarında veya isteklerini sorunlarını dile getiremiyorlar. Bir kap yemek verirsek yiyorlar vermezsek aç kalıyorlar.  Çünkü onlar Allah’ın sessiz kullarıdır.

Evladına sarılamadı…

Bu virüs sadece insanları vurmadı. İlk sağlık çalışanlarını hasretle vurdu. Sevdiklerini ya cep telefonundan ya da uzaktan bakmakla yetinmek zorunda kaldılar. Kimi evladına sarılamadı kimi anne babasına hasret kaldı. Sağlık çalışanlarının yaptıkları fedakârlıklar asla unutulmayacak…

Başlarda zor gelse de dışarıda tehlike olduğunda gördük ki belli bir süre evde hayatımızı idame ettirebiliyormuşuz. Düzenli uyumak, evde spor yapmak ya da kitap okumak tavsiye edilse de birçok kişinin televizyon karşısında dizi veya film seyrettiğini tahmin etmek zor değil. Zamansız yemek yeme alışkanlıkları edindik…

Evde kaldığımız sürede gereksiz dışarı çıkmanın önemini anlamış olacağız. AVM’ler yerine evde internetten alışveriş yapmak daha cazip gelmeye başladı nede olsa saatlerce dolaşmak yerine kolaylık olarak kapınıza kadar geliyor.  

İstedikleri olmayacak biz bu savaştan galip çıkacağız…

Birde hazımsızlık yaşayanlar var tabi Türkiye’de koronadan ölümlerin ve yakalananların vaka sayısını “Dünya Sağlık Örgütüne” yanlış söylendiğini daha fazla ölüm olduğunu iddia edenler. Diğer ülkelerle ölüm oranlarının karşılaştırmasını yapmaları, Sağlık sistemine yeterli miktarda yatırım yapılmadığını iddia etmeleri, doktorlarımızın ve hemşirelerimizin canla başla çalışmalarını görmeleri ve başarılarını çekememezlikleri, Medya da korona virüsü ile ilgili haberlerde Türkiye’den görüntüler kullanarak dünya genelinde korona bölgesi olarak algı oluşturmaya çalışmaları, korona virüsünde risk altındaki ülkeler arasında Türkiye’yi 25. sırada göstermeleri…

İstedikleri Türkiye de ölüm oranları yüksek çıksın. Hastanelerde yatacak yer kalmasın perişan olalım.  Dünyada bu işi en kötü yöneten ülke Türkiye olsun. Eline yüzüne bulaştırsın. İstedikleri olmayacak biz bu savaştan galip çıkacağız.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip korona virüs (Kovid-19) ile mücadele sürecinde toplam 88 ülkenin Türkiye'den ekipman talebinde bulundu. Şimdiye kadar 30 ülkenin de ihtiyaçlarını karşıladık. Üstelik hem eleştirip hem de yardım isteseler de ülke olarak üzerimize düşen görevi yapıp yardım elini uzatacaktır.   İtalya, ispanya, İngiltere, Çin Almanya’ya, çeşitli sağlık ekipmanları yardımı yapıldı. Siz hazımsızlık yaşasanız da Türkiye en iyisini yapacaktır.