Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA

2019'da en çok konuşulan konu ekonomi

Bu yeni yılın ilk ayında bir çok araştırma şirketin yaptığı çalışmalar bir bir açıklanıyor. 2019 yılında en çok ekonomi konuşulmuş ülkemizde. "Türkiye Barometresi Yeni Yıl Raporu" nda böyle çıkmış. Ipsos araştırma şirketinin düzenlendiği bir anket, geçen yıl Türkiye'de halkın en çok konuştuğu ve büyük sorun olarak gördüğü konunun açık farkla ekonomik sıkıntılar olduğunu ortaya koydu. Ankete göre, "Türkiye'nin en önemli sorunu ekonomi" diyenlerin oranı yüzde 58 iken "terör" diyenler yüzde 18, "eğitim" diyenler yüzde 9, "Kürt sorunu" diyenler ise yüzde 2 olarak belirlendi.

“Türkiye Barometresi Yeni Yıl Raporu”nda, kamuoyunun 2019 değerlendirmeleri ve 2020 beklentilerine dair çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Ne yazık ki, Türk halkı, ekonominin iyiye gideceğini düşünmüyor. Bunu Ipsos’un Türkiye tepe yöneticisi Sidar Gedik, raporun açıklanması dolayısıyla yaptığı açıklamadan öğreniyoruz. Gedik, “Özellikle kişisel ekonomik durum söz konusu olduğunda daha iyiye gidecek diyenlerin oranı %12’den %8’e gerilerken, daha kötüye gidecek diyenlerin oranı %31’den %33’e yükselmiş durumda. İşsizliğin artacağını düşünenlerin oranı ise son 2 yılda %41 iken şimdi %54. Genel olarak bir kötümserlik hakim.” dedi.  Aslında Hazine Bakanımızın verdiği umutlar var. Niye o zaman ülkenin durumundan memnun olanların oranı düşüyor. Türkiye Barometresi Araştırmasına göre 2018 ikinci yarısından beri ülkenin şu anki durumundan memnun olanların oranı %30 civarında seyrederken 2019 yılının sonu itibarı ile %24’e gerilemiş durumda. 2020’ye girerken Türkiye ekonomisinin daha iyiye veya kötüye gideceğine dair beklentiler düşerken, ekonominin gidişatının aynı kalacağına dair beklentilerin yükseldiği görüldü. Özellikle kişisel ekonomik durum söz konusu olduğunda bazı yaş gurubu para kazanabileceğini düşünmüyor. Aslında işsiz gibi görünmeyen bir sürü işsiz var ülkemizde.

Bir araştırma böyle derken, Hollandalı yatırım bankası ABN Amro, daha iyi beklentiler içinde.  Türk ekonomisinin geçen yıla oranla daha dayanıklı olduğunu ancak, ekonomik toparlanmanın daha 'mütevazı' boyutlarda olabileceği yorumunda bulundu.

ABN Amro’nun ekonomi uzmanı Nora Neuteboom kaleme aldığı raporda, Türkiye için kısa dönemde en önemli riskin Rusya’dan satın alınan S-400 füze sistemleri yüzünden ABD'nin olası yaptırımları olacağı yorumunu yaptı. Rapor, ayrıca AB’nin göçmen krizi yüzünden Kıbrıs'taki sondaj çalışmalarına rağmen Türkiye’ye karşı sert tavır alamayacağı değerlendirmesine yer veriyor. Diğer yandan rapora göre, Türk ekonomisi bu yıl yüzde 1,5 oranında daralacak; gelecek yıl ise yüzde 2,5 oranında büyüyecek. Türkiye’de enflasyon ise yıl sonu itibarıyla yüzde 15 civarında seyredecek. Merkez Bankasının da faizleri daha fazla indirmesi bekleniyor. Diyeceksiniz ki; Bunlar bilinen şeyler. Yeni bir şey yok. Maliye ve hazine bakanlığındaki dostlarımla konuştuğumda bu yılın sonunda enflasyonun daha aşağı çekilebileceği görüşü hakim. Ancak bu raporda, “Türkiye ekonomisi geçen yıla oranla daha dayanıklı ancak keskin bir toparlanma beklenmemeli” ifadesi dikkat çekiyor. Ülkemiz için bence dünya ülkelerinin düşündükleri en önemli risk ABD yaptırımları. Ama AB ABD gibi Türkiye'ye katı tutum sergileyemez. Fakat pazarı karıştıran Türkiye için kısa dönem risklerin başında gelen, Rusya’dan satın alınan S-400 füze sistemleri dünya ekonomistleri tarafından bilinmeyenler bölümünde yer alıyor. Yabancı ekonomistler tarafından en çok merak edilen konunun, ABD'nin yaptırım uygulayıp uygulamayacağı. Araya bir de Libya problemini soktuk. Herkesin kafası karıştı. Belki de Cumhurbaşkanımız bu durumu gülümseyerek planlamıştır. Bir de bu konuda ABD Başkanı Donald Trump ve Kongre arasındaki görüş ayrılıkları var. Azil süreci var. Bu durum da bize füze savunma sisteminin tam teslimatı ve kullanılabilir hale gelene kadar Türkiye'nin zaman kazanabileceği değerlendirilmesi yaptırıyor.

Bu raporda, Kıbrıs’ta süren sondaj çalışmaları ile birlikte Türkiye'nin AB’nin yaptırımlarıyla da karşı karşıya olduğu ve bu durumun Brüksel ile ilişkilerin gerilmesine yol açtığı hatırlatıldı ancak, bu konuda ekonomik sonuçların göçmen krizi konusunda AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı olduğundan sınırlı olacağı ve Brüksel’in Ankara’ya daha fazla katı bir tutum sergileyemeyeceği yorumu yapıldı. Burada aklınıza hangi Nasrettin Hoca Fıkrası geliyor? Bir iyi haber daha. Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye'deki finansman zorluklarının azalması nedeniyle düzelme sürecinin devam ettiğini açıkladı.

Başı biraz karamsar ama sonu iyi bitti yazımın.