Dünya dijital ve dijitalleşme diyor, başka şey demiyor!

Herhangi bir objeyi, nesneyi, sesi veya görüntüyü rakama dökebilmek… Bunun adı dijitalleşme!

Kim iyi dijitalleşirse işini iyi yapıyor, dünyayı daha gerçekçi görebiliyor… Zenginleşiyor.

Çünkü içeriğinizi rakama döktüğünüzde iyi analiz ediyorsunuz, doğru yorumlayabiliyorsunuz…

Dijitalleşme ile doğru ölçümlüyorsunuz ve doğru ölçümlemeyle verimi artırıyorsunuz.

Ölçülebilen şey kontrol edilebilir, kontrol ettiğiniz şeyi de rahatlıkla yönetebilirsiniz.

İçerikler rakama, sayıya döküldüğünde buradan bilgi çıkıyor… Bilgiler sizi verimli aktivitelere yönlendiriyor. Böylece işleriniz daha katma değerli oluyor.

İşin özeti veriyi alıyorsunuz, yorumluyorsunuz, uyguluyorsunuz… Yüksek derecede verim elde ediyorsunuz.

Bununla beraber bir de işleriniz ve hayatınız hızlanıyor.

Sensörler, kızılötesi teknolojiler derken kontrol mekanizmanızla birlikte yönetim gücünüz de artıyor.

Olayın mukaddimesi şu; analog, subjektifliğe… dijital objektifliğe götürüyor…

Artık analogda kalmayın, dijitale geçin, diyorum… Yoksa hayata objektif değil subjektif bakmak zorunda kalırsınız. Değişken veriler arasında yolunuzu bulamazsınız… Bu da sizi gerçeklerden uzaklaştırır!

***

Bir gerçek var ki, fiziki ihracatımız artsa da elimizde bulundurduğumuz teknoloji, üretim ve imkana rağmen küresel e-ticaretten aldığımız pay oldukça düşük. Maalesef yine 2019 yılı sonunda Türkiye’nin içinde olmadığı dünya bazında 3,5 trilyon doları geçecek bir e-ticaretten bahsedeceğiz.

2018 yılı dünya e-ticaret şampiyonları belli…

Çin 634 milyar dolar, ABD 504 milyar dolar, Japonya 123 milyar dolar, İngiltere 103 milyar dolar ve Almanya 70 milyar dolar. Türkiye’nin küresel e-ticaretten aldığı payı oransal tam olarak bilmiyoruz. Tek bildiğimiz yurt içindeki e-ticaret gelişmeleri…

Türkiye içinde 2018 e-ticaret rakamlarına baktığımızda bir önceki yıla göre yüzde 42’lik bir büyümeden bahsedebiliyoruz. Bunun anlamı 59,9 milyar liralık bir ticaret hacmi. E-ticarette dolar bazında ise yüzde 7’lik bir büyüme gerçekleşmiş!

2014 – 2018 yılları arası sektörün ortalama yıllık büyüme hızı ise yüzde 33. Fena bir rakam değil. Yine alışverişte, daha ekonomi tabiriyle perakendede dijitalleşme giderek kapsama alanını genişletiyor. Yani milletimiz sanki e-ticareti seviyor, fakat memleketinde… Dışarıya açılmaktan çekiniyor!

Henüz 2019 rakamları elimizde yok ancak 2017 ve 2018 yılı verilerine baktığımızda küçük de olsa online perakendede 1,2 puanlık bir yükseliş söz konusu. Yani 2017 yılında toplam perakendeye oranı yüzde 4,1 olan online perakende, 2018 yılında yüzde 5,3’e yükselmiş. Tabii bu ne Türkiye ne de dünya ölçeğinde istenilen bir gelişme değil.

***

Türkiye’nin her şeyden önce ihracat da dahil 2023 yılı ekonomik hedefleri var. Türkiye’nin 11’inci Kalkınma Planı’nda 2023 yılı hedefleri yarı yarıya düşürülmüş ama bu gidişle ihracatta 226 milyar dolarlık ihracat hedefini de ancak bugünkü şartlarla belki gerçekleştirebiliriz.

Türkiye’nin gerçek manada ihracat hedeflerini yakalaması için e-ticaret olmazsa olmaz. Söz konusu alan e-ihracat içinde düşünülmezse ve konuyla ilgili tedbirler alınmazsa 226 milyar dolarlık ihracat hedefi bile sıkıntıya girebilir.

Türkiye’de ihracatın yüzde 55’ini, ithalatın yüzde 38’ini toplam cironun yüzde 62’sini üreten, perakendenin yüzde 99’unu ve istihdamın yüzde 80’ini oluşturan KOBİ’lerimizin dünya e-ticaretten aldığı payı ne bilen var, ne söyleyen. Demek ki, KOBİ’lerimizin e-ticaret, e-ihracat ile uzaktan yakından alâkası yok.

Peki o zaman ihracatımızı nasıl büyüteceğiz? Konvansiyonel mal üreterek, klasik pazarlama metotlarıyla nereye kadar gideceğiz?

Yeri gelmişken söyleyeyim… Madenler konusunda gelişmiş ülkeler; kanununu yapmış, madenini çıkarmış, pazara koymuş, e-ticaret kanallarını da ardına kadar açmış… Adamlar bırakın zenginleşsin!

Biz ise yıllardır kalkınmanın temeli olan madenlerimizi çıkaracak daha doğru dürüst bir kanun yapamamışız!

Hiç değilse yeni maden kanununu ihdas ederken KOBİ’lerimizin dijitalleşmesini zorunlu hale getirelim ki dünyaya açılmaları kolaylaşsın. Yoksa daha yıllarca analogda anamızın kucağında kalmaya devam edeceğiz!