Dolar $
32.54
%0.07 0.02
Euro €
35.08
%-0.09 -0.03
Sterlin £
40.83
%-0.11 -0.04
Çeyrek Altın
3990.64
%-0.04 -1.55
SON DAKİKA
Tarım ve hayvancılık Pazar 31 Mayıs 2020 09:53

TARIM VE GIDADA YERELE DÖNME

COVID-19 öncesinde süpermarket kültürünün hakim olduğunu belirten BM Gıda Hakkı Özel Raportörü Hilal Elver, "Tarım ve gıdada yerele dönmenin tam zamanı" dedi.

Tarım ve gıdada yerele dönme

COVID-19 öncesinde süpermarket kültürünün hakim olduğunu belirten BM Gıda Hakkı Özel Raportörü Hilal Elver, “Bu düzenin değişeceğini, küresel gıda sistemlerinin bir anda ortadan kalkacağını düşünmüyorum. Ama özellikle Türkiye gibi, tamamen endüstriyel tarım ve gıda sistemlerinin hakim olmadığı ülkelerde geriye dönüş mümkün. Tarım ve gıdada yerele dönmenin tam zamanı” dedi. Elver’e göre Türkiye, hayvancılık sektöründe sorun yaşayacak.

BM Gıda Hakkı Özel Raportörü ve California Üniversitesi Hukuk Profesörü Hilal Elver, Dünya Gazetesi yazarı Didem Eryar Ünlü’nün, koronavirüs pandemisi sürecinde tarım ve gıdanın durumuna ilişkin sorularını yanıtladı.

“COVID-19 krizi ile tarım ve gıdanın önemi fark edildi”

“Dünyada tamamen kendi kendine yeten bir ülke yok gibi” diyen Elver, “COVID-19 öncesinde de; aslında doğru gitmeyen, küçük çiftçiyi yok eden, tarım işçisini istismar eden, beslenme değeri düşük ama her yerde ulaşılabilir olan süpermarket kültürünün hakim olduğunu, oligopolistik gıda sistemlerinin herhangi bir doğal afet veya pandemiye cevap veremeyecek boyuta ulaştıklarını görüldüğünün altını çizdi.

Elver, “COVID-19 krizi ile tarım ve gıdada yerele dönmenin önemi fark edildi. Ancak bu düzenin değişeceğini, küresel gıda sistemlerinin bir anda ortadan kalkacağını düşünmüyorum. Ama en azından her iki sistemin bir arada yürüdüğü, kısa tedarik zincirlerinin pazarda rekabet gücü kazandığı, sağlığa uygun ve çevreye zarar vermeyen bir sisteme geçilmesi çok önemli. Bu dönüşüm, Türkiye gibi, tamamen endüstriyel tarım ve gıda sistemlerinin hakim olmadığı ülkelerde daha kolay; çünkü biz yolun başındayız ve her zaman geriye dönüş mümkün” dedi. İşte Hilal Elver’in açıklamaları:

“Türkiye hayvancılık sektöründe sorun yaşayacak”

“Gıda güvencesine gelince, Türkiye sebze ve meyve üretimi bakımından kendi kendine yetecek durumda. Fiyat artışını dikkate almazsak, saklanabilir olmayan tarım ürünlerinde kısa dönemde bir sorun olmadığını görüyoruz. Zaten birçok yerde gıda eksikliği değil, gıda fiyatlarının artması ve iş kayıpları nedeniyle yeterli gıda satın alınamaması söz konusu. Ancak Türkiye bazı tarım ürünlerinde dışa bağımlı bir duruma geldiği için önümüzdeki dönemlerde sorun yaşayacaktır. Bunlar buğday, arpa, yağlı tohumlar, hayvan yemi gibi ürünler. Her şeyden önce, para değerindeki dalgalanmalar nedeniyle fiyatlar artacak. Ayrıca ihracatçı ülkeler kendi stoklarında azalma olmaması için ihracat sınırlamaları getirecekler.

Türkiye hayvancılık sektöründe de sorunlar yaşayacak çünkü bu alanda maalesef her gün biraz daha dışarıya bağımlı hale geliyoruz. Hayvancılık sektörü şu anda farklı nedenlerle her yerde sorun yaşamakta. Yani et, yumurta, küçük ve büyük baş hayvan sektörü COVID’dan büyük zarar görecek olan sektörler.”

“Tarım, büyük şirketlerin tekeline düşmemeli”

“Türkiye’deki tarım politikaları dünya genelindeki tarım politikaları ile aynı çizgiyi takip ediyor. Bu da bazen tehlikeli olabilir. Büyük şirketlerin tekeline düşme gibi bir sorun mevcut. Eğer ürünün iç piyasada üretimi pahalı ise, bu ürün dışarıdan alınıyor. Bu politikalar zaman içinde daha kapsayıcı olduklarından, ileride tarımda tamamen ithalata dayalı bir ülke olma riskini getiriyor.

Dünyada tamamen kendi kendine yeten bir ülke hemen hemen yok gibi. Bu durumda en iyi çözüm; ihracatı artırmak, hayvan yemi, buğday, yağlı tohumlar gibi stratejik ürünlere odaklanmak, tarım topraklarını korumak, tarıma açılmamış toprakları tarıma açmak, bu süreçte küçük çiftçiye ve topraksız köylüye öncelik vermek, kırsal alanda ekonomik gelişmeyi destekleyen politikalar geliştirmek ve çiftçilerin topraklarını terk etmelerini önlemek olabilir. Bu politikalardan da önce, mevcut doğal kaynaklarımızın değerlendirildiği, sosyal, ekonomik ve çevresel değerlerin korunduğu, herkesin tartışıp karar mekanizmasına katıldığı bir master planı hazırlanması gerekiyor. Türkiye genelinde yerel yönetimler ve merkezi yönetimin birlikte çalıştığı, birbirini tekrar etmeyen, birbiriyle çatışmayan, birbiriyle uyumlu, sürdürülebilir tarım politikaları geliştirmek gerekiyor.

“Açlıktan öte kıtlık yaşanma tehlikesi var”

Dünya genelinde açlık krizi söz konusu değil, ama Sahara Afrikası ve Orta Doğu’da bazı bölgelerde ve ülkelerde açlıktan öte kıtlık yaşanma tehlikesi var, çünkü bu ülkelerin Covid-19’a cevap verecek yapısal ve finansal kuvvetleri yok. Bu sorunlar Covid-19 öncesinde başlamıştı; en büyük korku ise salgının bu ülkeleri tam bir felakete sürükleyebileceği.”


ABONE OL