Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA
İŞ DÜNYASI Pazar 24 Mayıs 2020 11:32

PANDEMİNİN ARDINDAN FIRSATLAR

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)/Türkiye-Güney Afrika İş Konseyi Başkanı ve Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, pandemi döneminde Güney Afrika'da gıda, ilaç, turizm ve perakende alanında faaliyet gösteren şirketlerin pek çoğunun kepenk indireceğini belirterek, "Türk firmalarımızın Güney Afrika pazarda oluşacak fırsatları değerlendirme imkanı olacaktır. Ancak ülkenin içine girdiği küçülme trendi ve bunun hızlı bir şekilde pozitife geçmeme ihtimali nedeniyle iş planlarının, kısa vadeden çok orta vadeli hedeflere doğru kurgulanması gerekli." de

Pandeminin ardından fırsatlar

Ebiçlioğlu, AA muhabirine, Türkiye ve Güney Afrika'nın ekonomik geleceğine ve Güney Afrika'daki iş fırsatlarına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Güney Afrika’da salgının etkilerinin mart başında gözlenmeye başladığını aktaran Ebiçlioğlu, salgının mart ortasında ülkenin en büyük 3 şehri Johannesburg, Cape Town ve Durban’da hızlı bir şekilde yayıldığını söyledi.

Ülkenin çok katmanlı sosyo-ekonomik yapısı içinde en düşük gelir gruplarının yaşadığı Township’lerdeki nüfus yoğunluğunun ülke nüfusunun yüzde 25’ini oluşturduğunu anlatan Ebiçlioğlu, buradaki insanlar arasında HIV&Tuberkloz hastalıklarının çok yaygın olması nedeniyle Güney Afrika devletinin çok yüksek bir ölüm tablosu ile karşılaşmamak için 27 Mart'ta tüm ülkeyi kapsayan bir sokağa çıkma yasağı uygulamaya başladığını anlattı.

Ebiçlioğlu şu bilgileri verdi:

"Şu anki verilere göre ülkedeki vaka sayısı 18 bin 3 ve hayatını kaybeden kişi sayısı 339. Güney Afrika, Dünya istatistikleri içinde 1 milyon insan içindeki hasta oranını gösteren endekse bakıldığında; 1 milyonda 205 kişi olan hasta sayısı ile dünya ortalamasının yarısına denk gelen bir oran ile görece daha az vakanın yaşandığı bir ülke olarak öne çıkıyor.

Güney Afrika hükümeti Mayıs ayı başı itibarıyla 5 aşamalı bir normale dönüş planı açıklamış durumda. Bu plan dahilinde 27 Mart’da uygulanan ve kapsamı çok geniş olan 5. Seviye önlemler 1 Mayıs itibariyle 4. Seviyeye indirilerek imalat sektörünün yüzde 30 kapasite ile üretim yapmasına izin verildi.

Ancak perakende sektörü üzerindeki kısıtlayıcı önlemler halen kaldırılmadığından şu an Arçelik’in Güney Afrika’daki iştiraki Defy Appliances şirketimizin de içinde yer aldığı imalat sektörünün önü açılmadı diyebiliriz. Başkan Cyril Ramaphosa’nın 13 Mayıs’ta yaptığı en son ulusa sesleniş konuşmasından 1 Haziran itibariyle ülkenin 3. Seviye önlem paketine geçeceği ve 3. Seviyede ülkedeki üretim kapasitesinin yüzde 50’ye kadar açılacağı, daha çok perakende faaliyete izin verileceği anlaşılıyor."

Türkiye - Güney Afrika ticaret hacmi 1,5-2 milyar dolar aralığında

Ebiçlioğlu, yılın ilk çeyreğinde Türkiye'nin Güney Afrika'ya 163 milyon dolar tutarında ihracat yaptığını anımsatarak, bu ülkeden 238 milyon dolar tutarında ithalat yapıldığını aktardı.

Söz konusu dönemde iki ülke arasındaki ticaret hacminin 402 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirten Ebiçlioğlu, iki ülke yıllık ticaret hacminin son 5 yılda ortalama 1,5 - 2 milyar dolar arasında seyrettiğini anlattı.

Pandeminin ardından Güney Afrika ekonomisinin yüzde 5 daralmasının beklendiğini belirten Ebiçlioğlu,şu bilgileri verdi:

"Agresif bir şekilde alınan Covid ilişkili lockdown kararlarının ülke gelirinde 400 milyar ZAR (21 milyar dolar) kayba yol açması bekleniyor. Alınan mali tedbirler şu ana kadar bu açığı kapatmaya yeterli görünmüyor.

Hükümet 500 milyar ZAR tutarında (Milli gelirin yüzde 10’u kadar) bir destek paketi açıkladı. Bu paketin 130 milyarlık kısmının mevcut harcamaların ötelenmesinden, kalan kısmın ise İşsizlik Fonu, Uluslararası Para Fonundan (IMF), Dünya Bankası ve uluslararası finans kuruluşlarından ek kaynaklarla fonlanacağı duyuruldu. Paketin büyüklüğüne rağmen içeriğine bakıldığında hazinenin piyasaya henüz yeteri kadar nakit sunmamış olması, büyüme beklentilerini hala zayıf tutuyor."

Orta vadeli kazanç sunan pek çok fırsat çıkacak

Ebiçlioğlu, son tahminlere göre Güney Afrika'da salgının tepe noktasının Eylül ayında görüleceğini belirterek, "Krizin etkilerinin Güney Afrika’nın yaz aylarına gireceği Kasım-Aralık aylarından önce azalması beklenmiyor." dedi. 

Şu anda Güney Afrika'da özellikle ara malı üreten küçük ve orta ölçekli işletmelerin hızlı bir şekilde faaliyetlerine son vermesi ile ülke içindeki imalat sektörüne ait tedarik zincirinde önemli miktarda bozulma olacağını belirten Ebiçlioğlu, şöyle konuştu:

"Ekonomik küçülmenin paralelinde daralan talep; gıda, ilaç, turizm ve perakende gibi birçok iş kolu üzerinde de bozucu etki meydana getirdi. Bu alanlarda faaliyetlerine son veren firmalar olacak. Türk gıda, ilaç, turizm ve perakende firmalarımızın Güney Afrika pazarda oluşacak fırsatı değerlendirme imkanları olacaktır. Ancak ülkenin içine girdiği küçülme trendi ve bunun hızlı bir şekilde pozitife geçmeme ihtimali nedeniyle iş planlarının, kısa vadeden çok orta vadeli hedeflere doğru kurgulanması gerekli. Ayrıca yeterli finansman desteği ile ülkede yerleşik bazı firmalara satın alma yoluyla hissedar olunması konusunda çalışmalar yapılabilir."

"Eyalet yönetimleri ile doğrudan ilişki, katalizör görevi yapacak

 

Ebiçlioğlu, pandeminin ardından Güney Afrika'dan yapılan ithalat kapsamında, ülkenin zaten güçlü olduğu madencilik ve hayvancılık konusundaki ürünlerinin daha rekabetçi ithalat fırsatları sunmasının beklenebileceğini söyledi.

Artan finansman ihtiyacının bu ürün gruplarındaki fiyatları aşağıya çekecek bir baskı kuracağını aktaran Ebiçlioğlu, Güney Afrika'nın önemli bir tarım ürünleri üreticisi olduğunu hatırlattı.

Ülkenin çok büyük çiftlik arazilerinin bu üretimi daha da artıracak potansiyele sahip olduğunu ifade eden Ebiçlioğlu, "Şu an ağırlıklı olarak Orta Doğu ve Avustralya-Yeni Zelanda bölgesine giden Güney Afrika tarım ürünlerinin, Avrupa pazarına da önemli miktarda meyve ve sebze ihracatı gerçekleştirme potansiyeli olduğunu düşünüyoruz." dedi. 

Şu an gerek Türkiye'nin gerekse Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ekonomik olarak zor günlerden geçtiğini hatırlatan Ebiçlioğlu, "Bu şartlar altında ihracat ve ithalatı geliştirmek için her zaman izlenen yöntemlerin dışına çıkmak gerekecek. Bu noktada gerek ülkemizde gerekse Güney Afrika’da son derece aktif olan STK’lara önemli iş düşecektir. Ayrıca Güney Afrika’nın yönetiminde önemli bir ekonomik ve politik güce sahip eyalet yönetimleri ile doğrudan ilişki geliştirilmesi de, karşılıklı ticaret hacmini arttırmada katalizör görevi yapacaktır." ifadelerini kullandı.

Arçelik, pazarın devini 2011'de satın almıştı

Fatih Kemal Ebiçlioğlu, Dünya tarihi incelendiği zaman Güney Afrika'nın önce Avrupa’dan Hindistan ve Çin’e yapılan ticareti yöneten deniz filoları için bir lojistik üs olduğunu, sonrasında ise koloniyel dönemde çeşitli Avrupa ülkelerinin Afrika’ya yayılmada kullandıkları bir ülke olduğunu söyledi.

Güney Afrika'nın tarihin her döneminde önemini koruduğunu aktaran Ebiçlioğlu, ülkenin genç nüfusu, zengin yer altı kaynakları ve birçok Afrika ülkesi için rol model olması nedeniyle pek çok açıdan önem taşıdığına işaret eden Ebiçlioğlu, şunları kaydetti:

"Ülke, henüz oluşum aşamasındaki Afrika Birliği içindeki politik gücü ile de taşıdığı önemi güçlendirmeye devam ediyor. Bu nedenle sadece grubumuz için değil birçok yatırımcı için her zaman çeşitli yatırım projelerinin süre geldiği bir coğrafya olması özelliğini koruyacaktır.

Arçelik olarak Güney Afrika’daki yatırımlarımız ülkenin lider beyaz eşya markası ve üreticisi Defy şirketini satınalma için ödediğimiz bedel dahil yaptığımız toplam yatırım tutarı 400 milyon dolara ulaşmak üzeredir. Güney Afrika’daki ilk yıllarımızda yeni model üretimi, modernizasyon, kapasite artışı için yaptığımız üretime yönelik yatırımlar son yıllarda Defy’in Arçelik’in Sahra Altı Afrika ülkelerindeki ihracatını yönettiği bölgesel bir organizasyona dönüşmesine paralel olarak lojistik ve pazarlama alanlarına kaymıştır.

Ülkede halen yeni lojistik merkezi yatırımımız, yeni ankastre fırın yatırımımız devam etmektedir. Ayrıca Türkiye’deki başarıları ile tüm yurt dışı iştiraklerimize rol model olan servis teşkilatımızın bir benzerini Güney Afrika’da da oluşturmak için son 2 senedir yoğun bir şekilde çalıştığımız yetkili servis ağını geliştirmeye yönelik olarak yatırımlarımız da sürmektedir. Bunun dışında genişleyen ürün gamımız içindeki yenilikçi ürünlerin doğru bir şekilde teşhir edilmesi ve birden çok markanın satıldığı karışık mağazalardaki satış talebinin kendi ürünlerimize kanalize edilmesi için de mağaza içlerinde başlattığımız perakende dönüşümü yatırımlarımıza da Güney Afrika’daki bayilerimizle iş birliği içinde devam ediyoruz."

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)/Türkiye-Güney Afrika İş Konseyi Başkanı ve Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, "Güney Afrika’da önemli altyapı projelerine ihtiyaç duyuluyor. Ülkenin tek yetkili enerji üretim ve dağıtım şirketi ESKOM’un yenilenmesi en önemli altyapı projelerinden biridir. Buna benzer şekilde yeni otoyol, hastane ve maden arama sahalarına yönelik birçok proje gündemde. Finansman konusunda yeterli desteği arkasına alan Türk inşaat sektörü, Güney Afrika'da çok başarılı işler çıkarabilir." dedi.

Ebiçlioğlu, Türkiye ve Güney Afrika'nın ekonomik geleceğine ve Güney Afrika'daki iş fırsatlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Malzeme ve ürün temini amacıyla 2000’li yıllarda iş dünyasına getirdiği maliyet rekabetçiliği ile alternatif bir kaynak olarak kullanılmaya başlanan Çin'in, son yıllarda birçok üretim kolunda ana tedarikçi konumuna geldiğini hatırlatan Ebiçlioğlu, Kovid-19 krizinin birçok ülkeyi Çin ile ticaretini gözden geçirmek zorunda bıraktığını kaydetti.

İlk başlarda tedarik güvenliği anlamında yapılan sorgulamaların gittikçe artan milliyetçi yaklaşımlar ve salgının gelişimi ile ilgili çıkan haberlerin etkisinde yeni bir üretim üssü arayışına dönüştüğünü belirten Ebiçlioğlu, "Birçok üretim kaleminde üretici bir ülke olmamızın verdiği potansiyel, KOBİ’lerimizin ve ana sanayimizin gelişmiş ihracat anlayışı ile Türkiye’nin sadece Güney Afrika ile değil birçok başka bölge ve ülke ile de ticari ilişkilerini geliştireceğine inanıyoruz. Bu noktadaki fırsatı değerlendirmek için sanayimizin ve ihracat kabiliyetlerimizin Güney Afrika’da ve Afrika’da daha çok tanıtılmaya ihtiyacı var." değerlendirmesini yaptı.

"Çin’in daha da rekabetçi fiyatlar ile yanıt verebilecek olması tehdit"

Ebiçlioğlu, son yıllarda çok başarılı bir şekilde yürütülen iletişim kampanyaları ile Türkiye'nin birçok Güney Afrikalı için önemli bir turizm destinasyonu olarak algılandığını ifade eden Ebiçlioğlu, Türklerin sanayici kimliğinin bu ülkede henüz yeterince bilinmediğini söyledi.

Türkiye'nin Güney Afrika'da Çinli sanayicilerle rekabet edebilmesi için çok yönlü ve proaktif çalışmaları planlaması gerektiğini anlatan Ebiçlioğlu, şu bilgileri verdi:

"Çin’in uzun döneme yayılmış Afrika stratejisi içerisinde gerek yatırım ortaklıkları gerekse birçok üretim malzemesinde bölgeye yaptığı güçlü ihracatı doğrultusunda halen ticaret ortağı olarak yüksek bir algısı bulunmaktadır. Dünyada daralan talep ve Çin’e karşı bazı dünya devlerinin takındığı tutuma, Çin’in daha da rekabetçi fiyatlar ile yanıt verebilecek olması da ayrıca bir tehdit unsurudur.

Buna karşın Türkiye son yıllarda kalite ve marka yönetimine yaptığı yatırımlar, yüksek hizmet anlayışı, karşılıklı güvene dayalı uzun süreli ticari ilişki geliştirme ve yönetme becerileri ile başka avantajlara sahip bir ülkedir. Özellikle salgının etkisinde önemi daha çok ortaya çıkan tedarik merkezlerinin, birçok başka önemli pazarda olduğu gibi Güney Afrika’ya da lojistik yakınlık açısından stratejik konumdaki ülkemizin ihracatını artıracağını düşünüyoruz." 

"Türkiye’nin başarıları ayrı bir iletişim çalışması ile daha görünür kılınmalı"

Ebiçlioğlu, ihracatın geliştirilmesinde finansmanın çok önemli bir araç konumunda bulunduğunu anımsatarak, Kovid-19 etkisinde piyasalardaki bozulmanın finansmanın önemini daha da artıracağını söyledi.

Bu süreçte Güney Afrika’ya yapılan ihracatı desteklemek için mutlaka karşılıklı ticaret anlaşmaları ile desteklenecek çerçeve sözleşmelere ve bu sözleşmeler kapsamında daha çok finansman sağlanmasına ihtiyaç bulunduğunu aktaran Ebiçlioğlu, şunları kaydetti:

"Güney Afrika’da önemli altyapı projelerine ihtiyaç duyuluyor. Güney Afrika devletinin bir iştiraki olan ve ülkenin tek yetkili enerji üretim ve dağıtım şirketi ESKOM’un yenilenmesi en önemli altyapı projelerinden biridir. Buna benzer şekilde yeni otoyol, hastane ve maden arama sahalarına yönelik birçok proje gündemde. Finansman konusunda yeterli desteği arkasına alan Türk inşaat sektörü, Güney Afrika'da çok başarılı işler çıkarabilir.

Bu projelere verilecek proje finansmanı ile Türk firmaların bu projeleri üstlenmesi, bu sayede gerek Türkiye’den yapılacak ihracatın artırılması gerekse ülkede yerleşik misyonların geliştirilmesi ile hizmet sektöründe de firmalarımızın yer almaya başlamasının önü açılabilir. Bu noktada Güney Afrika hükümetinin özellikle kritik altyapıların milli sahipliği konusundaki hassasiyetine dikkat edilmesi gerekecektir. Bu konu birçok projenin gerekliliği konusunda ülkede geniş tabanlı bir mutabakat olsa da devreye alma aşamasında birçok politik problem yaratmaktadır. Bunun dışında ülkemizin üretici kimliğinin tanıtımına ayrıca bir kaynak ayrılması gereklidir.

Bahsettiğimiz alternatif üretim üssü arayışında öne çıkabilecek bir ülke olmamız için Türkiye’nin tüketici elektroniği, makine ve ekipman üretimi, savunma sanayi, otomotiv ve beyaz eşya sektörlerindeki başarıları ayrı bir iletişim çalışması ile daha görünür kılınmalıdır." 

Otomotiv ve yan sanayisinde önemli fırsatlar

Ebiçlioğlu, koronavirüs pandemisi boyunca Güney Afrika'daki birçok üreticinin faaliyetlerini sonlandırma noktasına geldiğini hatırlatarak, bu çerçevede krizden çıkış noktasında ülkenin daha fazla mal ithal etmeye ihtiyacı olacağını yineledi.

"Türkiye’nin çok geniş ihracat ürünleri yelpazesinin yüksek bir ivme ile ihracatımızı artıracağını öngörüyoruz." diyen Ebiçlioğlu, şunları aktardı:

"Güney Afrika son 2 yıldır sistematik bir şekilde sanayileşmesini artıracak master planlar üzerinde çalışmaktadır. Yeni yatırımcı çekme ve ülkedeki sanayi ürünlerinin içindeki yerlileştirme oranını arttırmaya yönelik konular politik olarak önceliklendirilmektedir. Bunlara örnek olarak verilebilecek otomotiv master planı şu an yüzde 30’lar civarında olan yerlilik oranını 5 sene içinde yüzde 60’lara çıkarmayı hedeflemektedir.

Benzer şekilde çelik kullanılan ürünler sektörüne yönelik master plan çalışması devam etmektedir. Bu planların hedeflerine ulaşması ancak yatırımların artırılması ve ülkede yeni üretim kapasiteleri kurulması ile mümkün olacaktır. Bu master planların getireceği teşviklerin de değerlendirilmesi ile ülkemizdeki çok gelişmiş otomotiv sanayisi ve yan sanayileri gibi iş kollarının Güney Afrika’ya doğrudan yatırım fırsatı olduğunu düşünüyoruz."

Ülke toplumlarında Afrika Birliği konusunda fikir birliği artıyor

Fatih Kemal Ebiçlioğlu, Güney Afrika'nın sağlık, eğitim, enerji üretim ve dağıtım konularında çok önemli miktarda dönüşüm yapmaya ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, ülkenin bu sektörleri dönüştürmek için yatırım çekmesi ve yeterli miktarda uzmanlığı da transfer etmesi gerektiğini hatırlattı.

Türkiye'nin son yıllarda bu alanlarda artan özel sektör yatırımları ile hizmet sektöründe dünyaya daha çok açılabilecek noktaya geldiğini anlatan Ebiçlioğlu, bu konuda da Türk yatırımcıların önünde bir fırsat olduğunu söyledi. 

Güney Afrika’da yerleşik bir sanayici olarak kıta içerisindeki büyüme fırsatlarına baktığında da bazı pozitif açılımların oluşumunun hızlanacağını savunan Ebiçlioğlu, Afrika Birliği görüşmeleri kapsamında oluşan yakınlaşmanın şu an yaşanan salgının etkisinde Afrika ülkelerini birbirine daha da yakınlaştırdığını kaydetti.

"Afrika’da üretilen mal ve hizmetler mutlaka artacak"

Afrika Kıtası'nın tamamındaki sorunların altyapı ve finansman eksikliğinden beslenen ortak konular olduğunu aktaran Ebiçlioğlu, bu konulara kalıcı çözümün kıta içerisindeki ticaretin arttırılması ile ulaşılacağı konusunda güçlü bir kamuoyu oluştuğunu anlattı.

Ebiçlioğlu şu bilgileri verdi:

"Afrika ülkeleri dışarıdan ithal ettiği mal ve hizmetlere yıllık olarak toplam 500 milyar dolar ödemektedir. Bunun sadece 55 milyar dolarlık kısmı Afrika ülkeleri arasındaki ticaret ile elde ediliyor. Dolayısıyla Afrika’nın tamamı için büyük bir net cari açık söz konusu.

Afrika şu an geldiği farkındalık ile bu açığı kapatmaya yönelik adımlar atıyor ve birçok Afrika ülkesinde üretim politikalarını destekleyici uygulamaların hızlandığını görüyoruz. Kovid-19 etkisinde oluşan yeni üretim yeri arayışları ve yükselen milliyetçilik anlayışı ile Afrika’da üretilen mal ve hizmetlerin orta ve uzun vadede mutlaka artacağını bekliyoruz." 

"Yeni bir ventilatörü Güney Afrika’da üretmek üzere çalışmalar sürüyor"

DEİK/Türkiye-Güney Afrika İş Konseyi Başkanı ve Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Fatih Kemal Ebiçlioğlu, Koç Topluluğu'nun salgının ilk günlerinden itibaren çalışanlarının, iş ortaklarının ve müşterilerinin sağlığını koruyacak önlemleri birinci derecede önemle hayata geçirdiğini söyledi.

Bu çerçevede Güney Afrika’daki üretim tesisleri ile satış ofislerinde ve gerek Dünya Sağlık Örgütü'nün gerekse Koç Grubu'nun yönlendirmeleri ile uyumlu olacak birçok uygulamanın mart ayı başından itibaren devreye alındığını kaydetti.

Şu an topluluğun Güney Afrika’daki Defy şirketinin tüm çalışma yerlerinde çalışanlara düzenli ateş ölçümü yapıldığını aktaran Ebiçlioğlu, şu bilgileri verdi:

"Çalışanların sağlık kontrolü, ortak kullanılan tüm alanlarda derin hijyenik temizlik, üretim istasyonlarında çalışan işçilerimiz arasında 2 metrelik güvenlik mesafesi gibi birçok önlem devreye alınmıştır. Ayrıca Güney Afrika makamlarının salgınla mücadelesine destek olmak üzere birçok ilave projede sosyal sorumluluk çerçevesinde devam etmektedir. Türkiye’de olduğu gibi Güney Afrika’daki sağlık çalışanlarını desteklemek üzere ülkedeki 100’den fazla hastaneye beyaz eşya bağışlarımıza devam ediyoruz.

Defy şirketimizdeki Ar-Ge ekibimiz ülkenin savunma sanayisinin en büyük üreticisi Denel firması ve University of Cambridge ile birlikte yeni bir ventilatörü Güney Afrika’da üretmek üzere çalışmalarına tüm hızıyla devam etmektedir.

Pandemiye Türkiye'de yakalanan Güney Afrikalı dansçıların geri dönüşleri sağlandı

Bu arada Ebiçlioğlu, ticari diplomasinin kriz dönemlerinde hayati işlevine bir örnek de verdi. 

Ebiçlioğlu, "Güney Afrikalı 29 kişilik bir dansçı ekibi Kovid-19 pandemisi sürecinde Türkiye’de mahsur kaldı. Ekibin ülkesine dönüşü için Türk Hava Yolları (THY) ile Güney Afrika Türk Büyükelçisi iletişime geçti ve geri dönüşlerini sağladık." bilgisini verdi.


ABONE OL