Dolar $
32.45
%0.21 0.07
Euro €
34.7
%0.33 0.11
Sterlin £
40.51
%0 0
Çeyrek Altın
4082.4
%0.67 26.78
SON DAKİKA
Tarım ve hayvancılık Perşembe 14 Mayıs 2020 02:10

NEYİN ÜRETİMİ ARTMALI?..

Kredi Kayıt Bürosu (KKB) tarafından hazırlanan "Koronavirüsün Tarım ve Gıda Sektörüne Etkileri" başlıklı rapora göre, tahıl ve baklagil üretimini artırıcı tedbirler alınması gerekiyor.

Neyin üretimi artmalı?..

Kredi Kayıt Bürosu (KKB) tarafından hazırlanan “Koronavirüsün Tarım ve Gıda Sektörüne Etkileri” başlıklı rapor açıklandı. Salgının makroekonomik etkileri ile tarımsal üretime ve tarım değer zincirinin diğer paydaşlarına etkisi analiz edilen rapora göre, Türkiye’de tahıl ve baklagil üretimini artırıcı tedbirler alınması gerekiyor.

Çiftçilerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için 2014 yılında Tarım Kredileri Değerlendirme Sistemi’ni (TARDES) hizmete sunan Kredi Kayıt Bürosu (KKB), tarım sektörüne sağladığı hizmetlerin kalitesini artırmak ve sektörün yaşadığı dönüşümleri takip ederek kamuoyu ile paylaşmak amacıyla hazırladığı tarım sektörüne yönelik raporlara bir yenisini daha ekledi.

Tarıma etki edebilecek güncel konular kapsamında özel olarak araştırmalar da yapan KKB, bu kapsamda Covid-19 salgınının tarım sektörünü etkisini de mercek altına aldı.

Koronavirüsün Tarım ve Gıda Sektörüne Etkileri

KKB yayınladığı “Koronavirüsün Tarım ve Gıda Sektörüne Etkileri” başlıklı raporda, 2020 Nisan ayından itibaren koronavirüs salgının Türkiye ve dünya tarım ve gıda sektöründe yol açtığı önemli gelişmeleri bir araya getirdi. Rapor, KKB ve Frankfurt School of Finance & Management’in uzmanları tarafından hazırlandı.

Salgından en çok Çin, ABD, İspanya, İtalya ve Fransa etkilendi

Raporda salgının en çok etkilediği ülkeler arasında Çin, ABD, İspanya, İtalya ve Fransa yer alıyor. Dünyanın en önde gelen tarımsal üretim, ihracat ve ithalat ülkeleri olması sebebiyle de salgının tarım ve gıda sektörüne etkilerinin küresel boyutta olacağı ve tüm ülkeleri etkileyeceği öngörülüyor.

Türkiye, salgının gecikmeli başladığı ve sürecin bu ülkelere göre daha iyi yönetilmesi sebebiyle de önemli bir tarım ülkesi olarak raporda öne çıkıyor. Bu nedenle Türkiye’nin tarım ve gıda sektöründeki gelişmeler hem Türk halkı hem de dünya toplumları açısından büyük önem taşıyor.

Tarım ve gıdada riski azaltıcı önlemler

Birçok ülke salgına cevap olarak tarım ve gıda sektörleri için farklı risk azaltıcı ve uyum önlemleri alıyor. Alınan önlemler gruplandığında, tarım ve gıda dağıtım zincirinin sürekliliği, tarım değer zincirinin finansal açıdan sürdürülebilirliği, tarım işçiliği, yerel gıdayı özendirme, tarımda dijitalleşme ve veri paylaşımı başlıklarının öne çıktığı gözlemleniyor.

Tahıl ve baklagil üretimini artırıcı tedbirler alınması gerekiyor

Ev dışı gıda tüketiminin neredeyse sona ermesi ve küresel gıda ticaretinin kesintiye uğraması nedeniyle, salgının ilk aşamada küresel gıda talebini azalttığı gözlemleniyor. Fakat ülkelerin karşı karşıya kaldığı yaz mevsimi öncesinde zayıflayan ürün stokları, lojistik ve taşıma problemleri, insan hareketlerindeki kısıtlamalar gibi nedenlerle iç piyasalarda “gıda paniği” yaşanıyor.

Salgının başlangıcında işlenmiş ve dayanıklı gıda maddelerine olan aşırı talep şimdilik gıda işletmelerinin stok yapısını bozduğu ancak bu durumun kısa sürede yeni bir denge seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu ortamda iki sevindirici gelişme dikkat çekiyor; küresel olumlu hava koşullarına bağlı olarak iyi miktarda rekolte beklentileri ve petrol fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak düşen küresel gıda fiyatları. Salgın döneminde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de özellikle buğday, mısır ve pirinç ve fasulye, mercimek, nohut stokları önem arz ediyor. Bu ürünlerin çoğunda arz açığı bulunduğundan bu süreçte tahıl ve baklagil üretimini artırıcı tedbirler de alınması gerekiyor.

Sebze ve endüstriyel ürünlerde öne çıkan ürünler

Raporda, salgın döneminde sebze ve endüstriyel bitkilerde arzı önemli olan ürünlerin patates, kuru soğan ve ayçiçeği olacağı öngörülüyor. Türkiye’nin uzun yıllardır arz açığı bulunan ayçiçeği çok fazla sulama istemeyen ve Türkiye iklimine çok uygun bir ürün olduğundan üretimin daha fazla özendirilmesi gerekiyor. Soğanda ise ilk defa 2019’da arz açığı olduğu da gözlemleniyor.

Sözleşmeli üretime talep artacak

Salgın öncesindeki dönemde Türkiye’de sözleşmeli üretimin hak ettiği yere gelememesinin nedeni, çiftçi ve sanayici arasındaki güvenin ve entegrasyonunun zayıf olmasından kaynaklandığı düşünülüyor. Yeni dönemde bu paydaşların birbirlerini daha fazla dinlemeleri, planlı ve sözleşmeli üretime yönelmeleri, salgın gibi kriz dönemlerinde duruma özel iş birliği yapmaları öneriliyor.

Salgın dönemi ve sonrasında sözleşmeli üretime ve etkin üretici örgütlerine olan ihtiyaç ve talebin de artacağı belirtiliyor. Çiftçilerin tarım, iklim, bankacılık ve kamu hizmetleri konularında dijital bilgi servislerine ve teknolojilere yönlendirilmesinin daha çok gündeme gelmesi beklenirken bu durumun hem temas riskini daha da azaltması hem de çiftçinin iş verimliliğini artırması bekleniyor.


ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR