Dolar $
32.54
%-0 -0
Euro €
34.84
%0 0
Sterlin £
40.47
%-0.24 -0.09
Çeyrek Altın
3961.64
%-0.32 -12.37
SON DAKİKA
FİNANS Çarşamba 17 Haziran 2020 02:19

FAİZSİZ FİNANS EN ETKİN RİSK YÖNETİMİ

Ekonomik krizlerden çıkış yolu olarak görülen "İslâmi finans" başta İngiltere, ABD ve Uzakdoğu'da ağırlığını artıyor. Küresel ekonominin yüzde 2'den fazla büyüyemediği dünyada her yıl yüzde 10, Türkiye'de yüzde 20'nin üzerinde büyüyen katılım sistemi; fon temini, varlık dağılımı, ödeme ve döviz işlemleri, sigorta, risk yönetimi ve riskten korunma gibi çok çeşitli hizmetler/ürünler sunabiliyor. Sistemin en büyük özelliği paylaşım ve dayanışma üzerine tesis edilmesi.

Faizsiz finans en etkin risk yönetimi

Ekonomi; talep ile arz olayı çerçevesinde büyüme, kalkınma ve tasarrufun bir bileşeni. 

Satın alma isteği ile satma isteği talep ve arzı doğuran iki etken… Büyüme; kaynaklarda miktarın artırılması, üretim imkânlarının genişletilmesi ve yüksek üretim seviyelerine ulaşılmasının yanında üretim faktörlerinin kişi başı reel milli geliri artırması... Kalkınma ise bir ekonomide sosyal sorunları çözen üretim hacminde meydana gelen artış... Elde edilen gelirden tüketim ihtiyaçları karşılandıktan  sonra geriye kalan değerin adı da tasarruf. Artan tasarruflarla yeni yatırımlar gerçekleştirilir… Üretim, istihdam ve ticaretteki büyüme ile ekonomi istikrara kavuşur.  

İhtiyaçlar sınırsız olduğundan çoğu zaman gelirler yetersiz kalır. Dengeli ekonomiler ise refah ve kanaatkâr toplumları ortaya çıkarır. Dolayısıyla gerçek ekonomiye; talep ve arzın disipline edilerek ihtiyaçların makul ve meşru sınırlar içinde giderilmesi olarak bakılması en doğru tariftir.

İhtiyaçların karşılanmasında uygulanan onlarca iktisadi ve sosyal düzen bir bakıma insanoğlunun tarihini yazar...

Haklılığı değil güçlülüğü ön plana alan kapitalizm ve yumuşatılmış şekli liberalizm ile komünizm çağımızın baskın ekonomik, sosyal ve siyasi sistemleri olarak hayatiyetini sürdürüyor. Hak ve adalet kapsamında yüzyıllardan beri insanlığa yön veren İslâm ekonomisi de artık dünya ölçeğinde yerini aldı. Sistem gelecekte daha baskın olacağının işaretlerini veriyor. Zira bugün mevcut sistemlerin ihtiyaçları karşılayamadığı ve insanları felakete sürüklediği gözler önünde.

Faizsiz finans sistemi kriz savar

İslâmi finans kurumları tarafından geliştirilmiş finansman yöntemleri, genel olarak, ortaklık yoluyla doğrudan finansman sağlama yöntemleri (müşâreke ve müdârebe) ve kiralama (icâre) veya satış sözleşmeleri (murâbaha, selem) yoluyla dolaylı finansman sağlama yöntemleri olarak iki sınıfa ayrılıyor.

En büyük özelliği paylaşım ve dayanışma üzerine tesis edilen faizsiz finans sistemi; fon temini, varlık dağılımı, ödeme ve döviz işlemleri, sigorta, risk yönetimi ve riskten korunma gibi çok çeşitli hizmetler/ürünler sunabiliyor. Risk paylaşımı,  kâr/zarar ortaklığı gibi geleneksel finansal ürünlerin yanında sukuk (İslâmi tahvil/kira sertifikası),  DJIM  (Dow Jones Islamic Market)  ve GIIS (Global Islamic Index Series)  gibi yeni finansal ürünlerin geliştirilmiş olması dikkati çekiyor.

Ayrıca Körfez ülkeleri ve Malezya gibi ülkelerin kurduğu islâmi yatırım fonları sisteme katkı veriyor. Batıda İngiltere merkezli bir yayılma özelliği gösteren İslâmî finans modelleri son 10 yılda Avrupa, Uzakdoğu ve Amerika’da tercih edilen finans sistemi olarak dikkat çekiyor.

Büyüklüğü 3,5 trilyon dolar

İslâmi finans aynı zamanda insani finans… Sistem her türlü riski paylaşıyor. Sistem kâr-zarar ortaklığına dayanıyor… Herhangi bir risk almadan kâra ortak olan uygulamaları reddediyor. İslâm ekonomisi; sürekli kriz üreten kapitalist ve komünist sistemler yerine hak ve hukuku öne alan ve her şeyden önemlisi likidite sorunu ve buhranlar yaşatmayan bir model.

8 milyar insanın ekonomik ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabileceği düşünülen İslâm ekonomisinin kâr ve fayda odaklı yaklaşım yerine yaşanılan tabiatı da içine alarak gelecek nesilleri dahi düşünen insan merkezli, sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen paylaşımcı bir sistem.

Dünya ekonomisinin büyüklüğün 85 trilyon dolar civarında. İslâmi finansın küresel büyüklüğü ise 3,5 trilyon dolar. Küresel ekonomideki büyümeler yüzde 2’ye ulaşmazken İslâm ekonomisi dünyada her yıl yüzde 10 büyüyor. İslâmi finansın Türkiye’deki büyüklüğü ise 50 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’de katılım bankaları olarak makes bulan model 2005 yılında kurulduktan sonra her yıl yüzde 20’nin üzerinde büyümeler gerçekleştiriyor. Katılım bankalarının bankacılık sektörü içerisindeki pazar payı bugün yüzde 7 civarında… 2025 hedefi ise yüzde 15.

İslâmi finansın temel işlevi tasarruflarla reel yatırımlar arasında köprü kurmak.

Maalesef mevcut konvansiyonel ekonomik sistemler bu işlevi tam anlamıyla yerine getiremediği gibi istikrarı tehdit eder bir konuma doğru hızla gidiyor. Dolayısıyla katılım finansın bankacılık sektöründe stratejik önemli sürekli artıyor. Türkiye, mevcut katılım finans potansiyelini tam anlamıyla kullanılmamasına rağmen kamuoyunun desteğiyle sektör güçlenmesini sürdürüyor.

Katılım finansa yakın takip

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ev sahipliğinde 20 Haziran’a kadar devam edecek 24 oturumlu 12. İslâm Ekonomisi ve Finansı Konferansı’nın bugün 4’üncü günü. Sonuç bildirisinin merakla beklendiği konferans tamamlandığında katılımcı 32 ülkenin 132 tebliği sunulmuş olacak.

Yıllardır devam eden “korumacılık” ile birlikte koronavirüs pandemisiyle boğuşan küresel ekonomiye krizlerden çıkışın yolunu gösterecek seviyedeki İslâm ekonomisi konferansının, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’deki birçok kesim tarafından da yakından takip edildiği tahmin ediliyor.

Çünkü yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye, ticaretini, ekonomisini inandığı değerler üzerinden yürütmek için fırsatlar arıyor. Ticari hayatta sürekli gelişen katılım bankacılığına devletin resmi makamları da ciddi destekler veriyor. Daha önce Kuveyt Türk, Albaraka Türk, Türkiye Finans gibi özel teşekküllü bankalara bugün Ziraat Katılım, Vakıf Katılım, Emlak Katılım gibi resmi kurumlar da eklendi. Mezkûr kuruluşlar katılım finansmanının yaygınlaşması ve daha da büyümesi için ihtiyaçları karşılayacak birçok ürünü de arz etme aşamasında.

Hükümet de ülke kaynaklarının yurt dışına çıkışını önlemek için Katılım Reasürans Fonu’nu yakında hayata geçiriyor. Türkiye’nin katılım finansında öncelikli hedefi İstanbul Finans Merkezi ile dünyada faizsiz finansın merkezi haline gelmek. Türkiye elinde bulundurduğu potansiyeli iyi değerlendirdiği takdirde gerçek ekonomiye geçişte önemli bir atılımı gerçekleştirmiş olacak.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR